“Asker olanlar bilirler ki akşamları alay kumandanları tarafından emir ve yasak içeren ‘divan’ adında günlük bir emir yayınlanır. Bunlara; ahlâka ve askerliğin cesaret gibi, mertlik gibi, kahramanlık gibi, vatan sevgisi gibi, göreve bağlılık gibi güzelliklerine ait şeyler de eklenir. Bu divan, diğer adıyla günlük emir; İtalyanların 18 Nisan 1912 tarihine rastlayan Perşembe günü yaptıkları bombardımanın ardından yazılmıştı…”
Asker kimdir? Kime asker denir? diye bir soru sorulsa herhalde bu makalede anlatıldığı kadar güzel tarif az bulunurdu. Bu yazıyı okudukça geçmişte atalarımızın hangi ruh haliyle askere gittiğini, vatanı ve milleti müdafaa ettiğini anlamamak mümkün değil. İnsanın anlamakta güçlük çektiği bazı hadiseler vardır ki, bunlara genellikle savaşlarda rastlanır.
Her şeye maddi gözle bakan bazı insanlar mesela, Medine-yi Münevvere’yi müdafaa etmek için o kahraman Osmanlı askerlerinin günlerce aç susuz, hatta çekirge yiyerek yaşamaya çalıştıklarını anlayamaz. Yine Balkan Savaşları sırasında hiçbir yiyeceği kalmayan askerin karga eti yiyerek, canları pahasına vatanlarını müdafaa etmeye çalıştıklarını anlamaları mümkün olmaz. Çünkü bizim göğsü imanla dolu kahraman atalarımız şunu çok iyi biliyorlardı ki, kaldıkları yerde gazilik, gittikleri yerde ise daha da yüce bir makam olan şehitlik onları bekliyordu.
Yazının devamını Yedikıta Dergisi Haziran (46. Sayı 2012) sayısından okuyabilirsiniz.