İçindekiler
Yüz Bin Liraya Satılan Taht İkinci Abdülhamid Han’ın Değilmiş
Geçtiğimiz günlerde İkinci Abdülhamid Han’a ait olduğu iddia edilen tahtın satılması, çokça tartışmaya sebep olmuştu. Ancak tahtın sultana ait olmadığı ortaya çıktı. İstanbul Sanat ve Antika Fuarı’nda satışa sunulan taht, o devirde marangoz Hapet ve Nezeren kardeşler tarafından Yıldız Sarayı’na hediye edilmiş, ancak sultan için değil, oradaki koridorlarda oturulması için kullanılmış. Tahtı satın alan kişinin, İkinci Abdülhamid Han’a ait olduğunu iddia etmesi üzerine satışı yapan şirket, tahtı satmaktan vazgeçti.
Unutulmaya Yüz Tutmuş Linga Tatlısı Yeniden Keşfediliyor
Ceviz, pancar pekmezi, un ve yağ. Bu dörtlüyle ortaya çıkan bir lezzet: Linga tatlısı… Bilecik yöresine has bir lezzet olan linga, neredeyse unutulmak üzereydi. Bilecik Valiliği’nin, şehrin tarihî, coğrafî, ekonomik, sosyal ve kültürel mirasını ortaya çıkarmak ve unutulmamasını sağlamak amacıyla yürüttüğü çalışmalarda, tatlının tarifini bilen nadir kişilerden 77 yaşındaki Necla Hanım’la irtibata geçildi. Bölge halkı tarafından “evde olanlarla yapılan tatlı” diye bilinen linganın tarifi kayıt altına alınarak unutulmasının önüne geçildi. Necla Hanım da tatlının eskiden çok daha meşhur olduğunu, zamanla isminin bile unutulduğunu belirtti. Bu geleneksel lezzet, eskiden yokluk içinde olan evlerde çokça pişirilir, o zamanlarda evlerde bolca bulunan pancar pekmezi, un ve yağ ile yapılır, afiyetle yenirmiş.
Üç Kardeşi Barıştıran 770 Yıllık Köprü: Hıdırlık
Tokat’ın şehir merkezinden geçen Yeşilırmak üzerindeki Hıdırlık Köprüsü, gerek tarihi gerekse ihtişamıyla dikkat çekiyor. Kesme taştan yapılan, 151 metre uzunluğunda ve 7 metre genişliğindeki 5 gözlü köprü, 1250 yılında Selçuklu Sultanı İkinci Gıyaseddin Keyhüsrev devrinde inşa ettirilmiş. Tokat, Selçuklu tarihinde önemli bir noktadaydı. Hem doğudan hem de güneyden gelen kervan yollarının kesişme noktasında yer alan şehirde, dört Selçuklu köprüsü daha mevcuttur. Ancak Hıdırlık Köprüsü, müstesna bir kitabeyi barındırıyor. Selçukî sülüs hattıyla yazılmış dört satırlık kitabede, Sultan İkinci Gıyaseddin Keyhüsrev’in üç oğlunun ismi yer alıyor: İzzeddin, Rukneddin ve Alaaddin. Rivayete göre köprü, üç yıldır birbirleriyle mücadele içerisinde olan bu kardeşleri barıştırmak için inşa edilmiş ve maksat hâsıl olmuş. Kardeşler barışmış, köprü de günümüze kadar ayakta kalmış. 2013 yılında araç trafiğine kapatılan köprü, şimdilerde sadece yayalara hizmet veriyor.
Antalya Açıklarında Osmanlı Devrine Ait Top Mermileri Bulundu
Akdeniz Üniversitesi’nden bir grup araştırmacının Kaleiçi’nde yaptıkları dalışta, Osmanlı devrine ait gülleler bulundu. 25-30 metrelik bir alana yayılmış olan mermiler, aynı yere atılmış. Güllelerin bulunduğu bölgede İkinci Dünya Savaşı’ndan kalma Saint Didier isimli bir gemi batığı da bulunuyor. Muhtelif zamanlarda Antalya açıklarında yapılan dalışlarda, gerek Osmanlı gerekse Selçuklu devirlerine ait kalıntılara rastlanıyor. Diğer taraftan araştırmacılar, top mermilerinin su altından çıkarılmasının doğru olmadığını, havayla temas etmesi hâlinde hızlıca oksitlenerek dağılacağını belirtiyor.
