savaş

Zafer Peşinde Çift Kanatlı Ordular

Bir orduyu zafere götüren en önemli etkenlerden biri, askerin maneviyatıdır. Tarih sahnesinde, maneviyatı ve motivasyonu yüksek olan ordunun, karşılaşacağı zorluklar karşısında daha dirençli olduğu, pek çok kez sabittir.

aksaray

İstanbul’un Yeni Sakinleri Aksaraylılar

İstanbul’un ihyası için göçürülenler arasında, Aksaraylılar da vardı. Yeni şehri “şenlendirmek” maksadıyla yapılan iskânlar sırasında, Aksaray halkının tercih edilmesinin elbette bir hikmeti vardı. Anadolu Selçuklu hükümdarı Sultan İkinci Kılıç Arslan tarafından kurulan Aksaray’a; Orta Asya’dan ve özellikle evlad-ı resûlden seyyidler, şerifler, âlimler, salihler ve tüccarlar getirilmişti. Selçuklular vasıtasıyla, Anadolu’yu ilim irfan yuvası hâline getirenler, şimdi de yeni fethedilen İstanbul’u, yeşertip şenlendirecekti…

Osmanlı modası

Avrupa Modasında Osmanlı Rüzgârı

Bugün moda başkentleri diye lanse edilen yerlerde, zamanında Osmanlılara benzemek için birbiriyle yarışılmış, Türk tarzı eşyalara sahip olmak, zenginlik göstergesi; Türk gibi giyinmek, asillik alâmeti sayılmıştı…

Gazi Ahmet Paşa Külliyesi

Gazi Ahmed Paşa Külliyesi

Güzel belde İstanbul’a Topkapı’dan girişte bizleri karşılayan Gazi Ahmed Paşa Külliyesi, hepimizin dikkatini çekmiştir. Bir vesileyle burayı ziyaret edenlerin zihninde, bu cami ve çevresindeki müştemilatı kim, hangi gayeyle inşa ettirmişti sualleri canlanmıştır. Yine külliyenin mimarî hususiyetleri, vakıf şartları ve geleceğe taşınan mirası ne idi?

Talim-i Sıbyan Fermanı

Osmanlı memleketinde, eğitimin hukukî olarak zorunlu hâle getirilmesi, Sultan İkinci Mahmud devrinde, “Talim-i Sıbyan Fermanı” ile olmuştur. Fermanın muhtevasına bakıldığında, sultanın temel dinî eğitime ne kadar önem verdiğini ve çocukların eğitimlerini tamamlamadan çalıştırılmasına müsaade edilmediğini görmekteyiz. Bünyesinde, Osmanlı ve daha sonrası eğitim tarihi bakımından ilkleri barındıran ferman, son derece önemli bir belgedir…

Sakız ağacı

Osmanlı’da Damla Sakızı

Günümüzde yaklaşık 200-300 ton üretilen damla sakızı pazarı, bir zamanlar sadece Osmanlıların tekelinde bulunuyordu. Devlet-i Aliyye’nin haricinde damla sakızını başkası alamaz, ticaretini yapamazdı. Osmanlı, çiftçinin ürettiği sakızları bizzat kendisi alır, kendisi satar, ticaretini sadece kendisi yapardı. Kanunnamelerle güvence altına alınan damla sakızı üretimi ve ticareti, 350 sene boyunca böyle sürdü. Aksini yapmaya çalışanlar cezalandırıldı…