Eskiden okullardaki ders kitaplarının yanında günümüzdeki gibi çok çeşitli yardımcı kitaplar hazırlanmaktaydı. Ta’lîm-i Hesâb isimli kitap da o devre ait matematik bilgisini ve öğretim tekniğini göstermesi bakımından ilgi çekici.


Eskiden okullardaki ders kitaplarının yanında günümüzdeki gibi çok çeşitli yardımcı kitaplar hazırlanmaktaydı. Ta’lîm-i Hesâb isimli kitap da o devre ait matematik bilgisini ve öğretim tekniğini göstermesi bakımından ilgi çekici.

Selahaddin Eyyubî 1187’de, Kudüs’ü fethettikten sonra burada büyük bir medrese inşa ettirmiştir. Bu medrese zaman içinde çeşitli değişikliklerle Osmanlı devrine ulaşmış ve Selahaddin Eyyubî Külliye-i İslâmiyesi ismiyle bir Osmanlı okulu halini almıştır.

Yunus Emre’nin “Dolap niçin inilersin, derdim vardır inilerim…” diye başlayan şiiri de sadece tasavvufî değil, aynı zamanda tarihî ve kültürel bir kıymeti de yaşatmaya devam etmektedir. Bu, günümüzde ancak eski kitaplarda veya müzelerde görebildiğimiz su dolaplarıdır…

Osmanlı coğrafyasında kültürel ve ekonomik istila vakıf mallarına da yansımıştı. Vakıf mallarının İkinci Meşrutiyet sonrası ortaya çıkan uygulamalarla misyonerlere satışı ve devri de serbest bırakılmıştı…

Bir zamanlar İpek Yolu üzerinde kurulan ve önemli bir ticaret merkezi olan Erzincan, tarihte çeşitli medeniyetlere sahne olmuş. Günümüzde yurt içi turizminde dört mevsim tercih edilen şehrin en önemli özelliği belki de bu tabii dokusunu muhafaza etmesidir…

Şemsü’l-İrşâd risalesi, isminden de anlaşılacağı gibi, Sultan Mehmed Reşad Han’ı irşad ve onu bazı hususlarda ikaz maksadıyla yazılmıştır.

1900 yılında Suriye çöllerinde yaşayan ve devlet idaresinden uzak kalan aşiretler kendi aralarında “gazve” dedikleri ve tamamen gayrimeşru bir şekilde birbirlerine saldırıp mallarını ve canlarını gasp ediyorlardı.

Vasıtaların sadece binek hayvanlarından ibaret olduğu, teknolojinin hiç gelişmediği eski devirlerde hacca gitmek acaba nasıldı? Buyrun bunun cevabını hep birlikte arayalım…

Çin’in en uzun başşehirlik yapmış imparatorluk şehri ve İpek Yolu’nun kara hattının başladığı Şian, ülkenin tarihi ve kültürü bakımından birçok mühim unsurunu barındırmasının yanı sıra içi “Kur’ân dolu” bir camiyi de barındırıyor.

Orta Asya’dan Akdeniz’e Aral Gölü’nden Mısır’a kadar uzanan geniş bir devlet kurmayı başaran Selçuklular Fars dili, edebiyatı ve kültürüyle yakından ilgilenmişlerdir. Selçuklu sultanlarının şahsi gayretleri, Farsçanın büyük bir kültür ve edebiyat dili haline gelmesinde önemli rol oynamıştır…