Bu sayımızda, Kıbrıs’ta Osmanlı devri Türk mimarisinin izlerini ve bu eserlerin günümüzdeki durumunu Türkiye’nin önde gelen sanat tarihçilerinden Prof. Dr. Ara Altun ile konuştuk…


Bu sayımızda, Kıbrıs’ta Osmanlı devri Türk mimarisinin izlerini ve bu eserlerin günümüzdeki durumunu Türkiye’nin önde gelen sanat tarihçilerinden Prof. Dr. Ara Altun ile konuştuk…

Kıbrıs Adası Sicilya ve Sardinya’dan sonra Akdeniz’in üçüncü büyük adası… Bu ada coğrafi ve stratejik konumu sebebiyle tarih boyunca pek çok mücadeleye sahne oldu.

20.yüzyıl Ortadoğu coğrafyasının siyasi ve fiziki sınırlarının çizilişi, aslında Osmanlı Devleti’nin var olma mücadelesi verdiği (yaklaşık) son yüz elli senelik dönemle de yakından ilişkilidir.

Hristiyanların Endülüs’teki İslam eserlerine karşı uyguladıkları dönüştürme ve yok etme politikalarına rağmen ayakta kalmayı başaran İslam eserleri de mevcuttu. Onlardan biri olan Kurtuba Ulu Camii’nin hikâyesi derin bir hüznün ifadesidir…

Altı buçuk asır, üç kıtaya hükmeden Osmanlı Devleti, yaşlanıp güçten düştüğünde, adalet götürdüğü diyarların büyük bir bölümünden geri çekilmek zorunda kaldı. Osmanlı, varlığının nişânesi olan pek çok şeyi de bu topraklarda bırakmıştı…

Rusya’nın, Polonya’nın, Danimarka’nın, Hollanda’nın, Belçika’nın meşhur pehlivanları Paris’te talihlerini deniyorlardı. Hakikatte bizim Kara orman Pomakları karşısında Frenk pehlivanlarının dayanamayacağı şüphesizdi…

“Kâfirler Endülüs’ü istilâ ettikten sonra Vehran Kalesi’ne geldiler. Diğer beldelere tecâvüz etmek için Becâye ile Trablus’u aldılar. Sonra da bizim diyarımız Cezayir kaldı. Daire ortasında kalan nokta gibi garip ve şaşkın kaldık. Her taraftan bizi sıkıştırdılar…”

Hazar Denizi’nin Bakü açıklarında bulunan Nargin Adası Birinci Dünya Savaşı sırasında Ruslar tarafından esir kampı olarak kullanılmıştı.

Seçkinlerin ve idareci elitlerin her türlü detay ve sınırını belirlediği modern eğitim, bir devletin sadece kendi toplumunu sigaya çekmek için değil, diğer devlet ve toplumları da uzun planda etkileme ve onlara nüfuz etme aracı olarak kullanılmaya başlandı.

Avustralya kamuoyunun Birinci Dünya Savaşı’na katılmak konusundaki isteksizliğinin sürdüğü 1915 yılının 1 ocak sabahında, Avustralya’daki Broken Hill kasabasında kanlı bir terörist saldırısı gerçekleşmişti. Görgü tanıklarına göre masum sivilleri taşıyan bir piknik trenine saldıranlar, bir dondurma arabasına Türk bayrağı asmışlar ve Osmanlı askerî üniformaları giymişlerdi.