Efendimiz (s.a.v.), “Kubbetü’t-Türkiyye” denilen Türk çadırında savaşlar idare etmiş, fetihler yapmış, itikâfa girmişti.


Efendimiz (s.a.v.), “Kubbetü’t-Türkiyye” denilen Türk çadırında savaşlar idare etmiş, fetihler yapmış, itikâfa girmişti.

Eski çağlardan bu yana nice savaşlar meydana gelmiş ve bu savaşlarda muhtelif savaş aletleri kullanılmıştır. Bunlardan biri vardı ki en kolay ulaşılabilen silahtı. Elinde sapanı, etrafında yeterli miktarda fırlatılacak taşı olan kişi, etkili bir silaha sahip demekti. İnsanlık tarihi kadar eski bir silah olan sapanın geçmişine fırlatılmaya var mısınız?

Sultan Selim Han’ın yavuzluğu yanında, Süleyman Han’ı sakin görenler, nasıl bir pençe yiyeceklerinden habersizdi. “Kuzu” diye nitelendirdikleri Kanuni’nin muhteşemliğine vâkıf olmaları uzun sürmeyecekti…

Amerika ile Osmanlı arasındaki münasebetler yalnızca devletler arasında gerçekleşmemişti. Hür teşebbüs sahibi bazı insanlarımız, bunu fırsat bilerek ABD’ye yerleşmişlerdi. Hatta oralarda kendilerini o kadar sevdirmişlerdir ki isimleriyle anılan anıt diktirmeyi bile başarmışlardır. Hacı Ali’nin, Amerika’nın deve ihtiyacı karşısında Hi Jolly’ye uzanan serüveni sizlerle…

Osmanlı’dan uzak diyarlarda bulunmasına ve Osmanlı’yla hiçbir alâkası olmamasına rağmen “Türk Adaları” olarak bilinen adalara, bu ismin verilmesinin sebebi neydi? En büyük adaya neden Grand Turk denilmişti? Adada yetişen kaktüs çiçeklerinin fese benzemesinin, mevzuyla bir ilgisi var mıydı? Cevapları bulabilmek için makalemize göz atmaya ne dersiniz?

Aynı yıllarda yaşayan, biri İstanbul’da diğeri Avrupa’da icra-i sanat eyleyen iki sanatkâr vardı. İsimleri Bîdest ü Bîpâ Mehmed Efendi ve Nürnbergli Matthias Buchinger idi. İki sanatkârın ortak özelliği, engelli olmalarıydı. Her ikisinin de elleri ve ayakları yoktu ancak eserleri oldukça dikkat çekiciydi…

Kenya’nın başkenti Nairobi’ye 150 kilometre uzaklıkta bir şehir var. Adı “Sultan Hamud.” Sultan Hamud şehrini ilk tespit eden, 1950’li yılların meşhur gazetecilerinden Hikmet Feridun Es’tir. Es, Kenya’da gezerken öğrendiği Sultan Hamud isminin peşine düşer ve ismin nereden geldiğini araştırır. Şehir sakinlerinin verdiği malumat, oldukça enteresandır…

İnsanoğlunun uçuş macerası, çok eskilere uzanır. İlk akla gelen Hezarfen’dir ancak daha evveli de vardır. Kimi kanat çırparak kimi de füzenin fitilini ateşleyerek kendisini gökyüzüne yükseltti. Uçmanın tarihî serüvenine bir göz atmaya ne dersiniz?..

Her yaştan insanın severek yediği dondurmanın hikâyesini, her toplum kendisiyle başlatır. Dondurmanın milattan öncesine dayanan ve günümüze ulaşan, kar-buzdan kaymak …

Yokluğu da varlığı da ayrı bir dert olan paranın geçmişi, insanoğlu kadar eskidir. Rivayete göre Napolyon Bonapart “para para para” …