“Ey büyük padişah Uluğ Keykubad, dil senin vasıflarını anlatmaya kâdir değildir. Herkesin ümit ve korkusu sana bağlıdır. Sana her an binlerce teşekkürler olsun ve dünya senin adaletinle dolsun. Zira sen, cihanın seçkini, Selçukluların iftiharı ve Allah’ın aslan bir hükümdarısın…”
Sultan Alâeddin Keykubad, yüksek insanî meziyetlere, ilim ve irfana sahip bir hükümdardı. Akıl ve dirayeti ile övgülere mazhar olmuştu. Genç yaşta tahta çıkmış, 45-50 yaşlarında vefat etmişti. Yaklaşık on sekiz yıllık saltanatı zamanında, Anadolu’da pek çok mimarî eser inşa edilerek ticaret geliştirilmiş, ülke yüksek refah seviyesine ulaşmıştı. Öyle ki kendisi, Moğolların dünyayı kasıp kavurduğu bir zamanda “sultânü’l-âlem/dünyanın sultanı” unvanıyla anılırken devri de “akıllara durgunluk veren” bir çağ ve “Batı Rönesansı’ndan önce Anadolu’da yeşeren bir Türk-İslâm Medeniyeti” olarak nitelendirilecekti.
Yazının tamamını Yedikıta Dergisi 149. sayısından (Ocak 2021) okuyabilirsiniz.