Akdeniz tarihi üzerine yapılan araştırmalar ve yayınlanan kitaplara rağmen bu sahanın dünya tarihindeki öneminin anlaşılması için ilmî-akademik çalışmalara fazlasıyla ihtiyaç duyulmaktadır…
Akdeniz tarihte büyük medeniyetlere ev sahipliği yapmış bir deniz, havza ve coğrafyadır. Tarihin bazı dönemlerinde aynı anda birçok medeniyetin var olduğu, ilişki kurduğu ya da çarpıştığı bir alandır Akdeniz. Sadece denizi ya da kıyılarıyla değil, buralara bağlanan kültürel, ticarî ve coğrafî alanlarıyla da Akdeniz kendi fizikî görüntüsünün çok ötesindedir. Cambridge Üniversitesi’nde Akdeniz Tarihi Profesörü olan David Abulafia’nın uzun yıllar yaptığı araştırma ve çalışmalarının mahsulü olan “Büyük Deniz: Akdeniz’de İnsanlık Tarihi” adlı kapsamlı ve oldukça hacimli kitapta Akdeniz uygarlıklarını bir arada görmek mümkün. Kitap beş bölümden oluşuyor. İlk bölümde M.Ö. 22000-1000 yılları arasındaki hadiseler oldukça canlı bir anlatımla okurla buluşturulmuş. İkinci bölümde M.S. 600’e kadar Akdeniz’deki savaşlar, ittifaklar ve bir bakıma kültürel başlangıç dönemi bütün yönleriyle ele alınmış. Üçüncü bölümde ise 1350’ye kadar gelişen hadiseler içinde İslam ve Hıristiyanlığın Akdeniz’deki rekabeti, Büyük Deniz’deki değişim, imparatorluklar ve tüccarlar bütün önemli noktalarıyla ortaya konulmuş.
Osmanlı Devleti’nin Akdeniz’de büyük bir güç olarak yer aldığı dönem ise dördüncü bölümde ele alınıyor. 1830’a kadar Akdeniz’de Osmanlı ve diğer Akdenizli güçlerin savaşları, ittifakları, fetihleri ve gemileriyle tüccarların bu denizde ne kadar yer alabildiği, ticaretin Akdeniz’de ne şekilde yapıldığı detaylıca ele alınıyor. Son bölümde ise Akdeniz’in 2010’a kadarki sarsıcı süreci anlatılıyor.
Yazının devamını Yedikıta Dergisi 78. sayısından (Şubat 2015) okuyabilirsiniz.