Osmanlılar, mukaddes değerlerine gelebilecek tehlikelere karşı temkinli yaklaşarak, bu uğurda kimi uygulamalara şüphe ile bakmışlar ve kimi zaman yasaklama yoluna dahi gitmişlerdir. Osmanlı Arşivi’ndeki belgelerden bu konuda yeterince bilgi sahibi olabilmekteyiz. Böyle bir yasaklama, Avrupa’dan getirilen bir çikolata paketindeki Fransızca iki kelimelik bir yazı ile ilgilidir…
Osmanlılar, İslâmiyet’in dünya sathında yayılması için devletin kuruluşundan itibaren gayret göstermişti. Bu uğurda dinî müesseselere ve değerlere sahip çıkarak imar ve ihya faaliyetleriyle nice camiler, türbeler, tekkeler ve mektepler açmışlar, İslâm’ın sancaktarlığını layıkıyla yapmaya gayret göstermişlerdi. Dinî değerlere ve geleneğe saygı ve hürmette kusur etmemişlerdi. Hatta, Peygamber Efendimiz’in (s.a.v.) neslinden gelenlere ayrı bir değer atfederek Ehl-i Beyt’e olan hürmette de gereken özen gösterilmiş, bütün mukaddesata karşı hassas bir tavır sergilenmiştir. Ravza-i Mutahhara’ya hürmeten raylara keçe döşetme fikri dahi bu hassasiyetin derecesine en güzel misaldir. Herkesçe malum olan bir hadisedir ki Peygamber Efendimiz’e (s.a.v.) hakareti ihtiva eden Fransa’da oynanmak istenen bir piyesin, Sultan İkinci Abdülhamid Han tarafından yasaklatılması da bu kabildendir.
Şüpheli Bir Kelime: “Crocodile Prophete”
Osmanlıların manevî değerlere olan hassasiyeti takdirle karşılanacak bir tavırdır. Bahse konu olan bir vesikada, Avrupa’da imal edildiği belirtilen bir çikolata paketinin üzerinde bulunan etiketlerde “Timsah Peygamber” anlamına gelebilecek bir ibare olduğundan, bu çikolataların satışının yasaklanması gerektiği belirtilmiştir. Burada “Crocodile Prophete” yazılı çikolataların yurda girişine rüsumat (gümrük) tarafından müsaade olunmamasına dair karara gidilmesi söz konusudur. İncelemeler neticesinde Beşiktaş ve Boğaziçi’nde bulunan bazı şekerlemeci, bakkal ve attar dükkânlarında bu çikolatanın satılmakta olduğu tespit edilmiştir.
Yazının devamını Yedikıta Dergisi 117. sayısından (Mayıs 2018) okuyabilirsiniz.
teşekkürler.