Osmanlı Devleti’nin Hicaz’da bulunmasının ana sebebi Haremeyn-i Şerifeyn, yani Mekke ve Medine’nin korunması olduğundan Osmanlı, kendi kültürünü oradaki halka empoze etmek amacını gütmemiş, kendini bölgenin bir hizmetçisi addetmiştir.


Osmanlı Devleti’nin Hicaz’da bulunmasının ana sebebi Haremeyn-i Şerifeyn, yani Mekke ve Medine’nin korunması olduğundan Osmanlı, kendi kültürünü oradaki halka empoze etmek amacını gütmemiş, kendini bölgenin bir hizmetçisi addetmiştir.

Gül Baba, Kanunî Sultan Süleyman’ın daveti üzerine Budin seferine katılmıştır. Osmanlılarda ordu sefere çıktığında askerin maneviyatını yüksek tutmak için dervişler ve şairler de sefere katılıyor, mola zamanlarında dualar okunuyor, destanlar söyleniyordu…

“Çocukluğumda, bir Arabistan şehrinde ihtiyar bir kadın tanımıştık. Sık sık hastalanır, hummâlar başlar başlamaz İstanbul sularını sayıklardı. Bir gün damadı babama: Bu onun ilacı, şifası gibi bir şey. Onları sayıklayınca iyileşiyor, demişti…

“Asker olanlar bilirler ki akşamları alay kumandanları tarafından emir ve yasak içeren ‘divan’ adında günlük bir emir yayınlanır. Bu divan, diğer adıyla günlük emir; İtalyanların 18 Nisan 1912 tarihine rastlayan Perşembe günü yaptıkları bombardımanın ardından yazılmıştı…”

Osmanlı bilim kurumlarını ve buralardaki ders programlarını düzenleyen, yüzyıllar boyunca kitapları medreselerde okutulan Osmanlı bilim adamı Ali Kuşçu’nun Semerkand’dan Tebriz ve ardından İstanbul’a uzanan hayatı da oldukça ilgi çekicidir…