Karayağız atlara binmiş, bozkurt misali, şahin bakışlı, kartal pençeli alpler, gaziler; İslâm sancağını Söğüt’e dikti. Kuruluşun şehri, kurtuluşun müjdecisi oldu. Buyrun biz de davete icabet edelim…


Karayağız atlara binmiş, bozkurt misali, şahin bakışlı, kartal pençeli alpler, gaziler; İslâm sancağını Söğüt’e dikti. Kuruluşun şehri, kurtuluşun müjdecisi oldu. Buyrun biz de davete icabet edelim…

Sultanın emriyle hazırlanan yeni müfredatla, yetişecek nesillerin itikatlarını muhafaza etmek ve onları İslâm ahlâkıyla edeplendirmek maksadı güdülmüştür. Osmanlı Arşivi’nden bularak sizlere sunduğumuz vesika, buna güzel bir örnektir…

İslâm medeniyeti, cami merkezli bir yapılanmayı tercih ederken Batı dünyası, daha çok geniş meydanların olduğu şehir modelini uygulamıştır. Zamanla Osmanlı da bu tarz meydanlar inşasına geçiş yapmıştır…

Bugün, tarihî İstanbul’un farklı köşelerinde pek çok ni’me’l-ceyş hatırası karşımıza çıkar. Fatih-Kazancılar mevkiinde yer alan Üç Mihraplı Cami de bu hatıralardan biridir.

Koyunhisar Savaşı’nda şehit düşenlerden birisi de Osman Gazi’nin ağabeyi Gündüz Alp’in oğlu Aydoğdu Bey’di. Osman Bey, hem yeğeni hem de zaferin diğer şehitleri unutulmasın diye Aydoğdu Bey adına Koyunhisar’da bir türbe yaptırmıştır.

Osmanlı Arşivi’nde tespit edilen bir vesika, Eyüp Sultan Camii’ndeki hatların kimler tarafından yazıldığını ortaya çıkardı. Ta‘lik hatla yazılı inşa kitabelerinin Yesârîzâde Mustafa İzzet gibi çok meşhur bir hattat tarafından yazıldığı, celî sülüslerin ise İcâre Kâtibi Yakub Efendi’nin eseri olduğu anlaşıldı.

1893 Şikago Sergisi’ne âdeta çıkartma yapan Osmanlılar, fuarın birçok alanında boy gösterirken, yayıncılık faaliyetlerini de ihmal etmemişti. Bir ilk olarak Amerika Birleşik Devletleri’ndeki ilk süreli yayınımız da bu vesileyle çıkmıştı…

İlk başlarda, yanarken kulağa hoş gelen sesler çıkaran bir madde olarak bilinen güherçile; kükürt, civa gibi maddeler ile kullanılmış, yanıcı ve patlayıcı özelliği keşfedilmiştir.

Bir orduyu zafere götüren en önemli etkenlerden biri, askerin maneviyatıdır. Tarih sahnesinde, maneviyatı ve motivasyonu yüksek olan ordunun, karşılaşacağı zorluklar karşısında daha dirençli olduğu, pek çok kez sabittir.

11. asırda cihan devleti kuran Büyük Selçuklular; Horasan, Mâverâünnehir, Irak ve Suriye bölgeleri gibi geniş coğrafyalarda hüküm sürdüler. Sahip oldukları topraklar, aynı zamanda İslâm kültür ve medeniyetinin önemli yerleriydi.