Osmanlı coğrafyasında kültürel ve ekonomik istila vakıf mallarına da yansımıştı. Vakıf mallarının İkinci Meşrutiyet sonrası ortaya çıkan uygulamalarla misyonerlere satışı ve devri de serbest bırakılmıştı…


Osmanlı coğrafyasında kültürel ve ekonomik istila vakıf mallarına da yansımıştı. Vakıf mallarının İkinci Meşrutiyet sonrası ortaya çıkan uygulamalarla misyonerlere satışı ve devri de serbest bırakılmıştı…

Birinci Dünya Savaşı diye tarihe geçen büyük harp içerisinde Çanakkale Muharebeleri’nin ayrı bir yeri vardır. Bu, hem dünya hem de Türk tarihi açısından böyledir. Gerek harp tarihi, gerek harp sanatı bakımından birçok yeniliklere ve ilklere bu savaşta rastlamak mümkündür.

Dışarıdan ilk olarak İspanyolların geldiği ve sonra Fransız sömürgesi olan Haiti, Kuzey ve Güney Amerika’da, Amerika Birleşik Devletleri’nden sonra bağımsızlığını ilan eden ikinci ülkedir.

Çin’in en uzun başşehirlik yapmış imparatorluk şehri ve İpek Yolu’nun kara hattının başladığı Şian, ülkenin tarihi ve kültürü bakımından birçok mühim unsurunu barındırmasının yanı sıra içi “Kur’ân dolu” bir camiyi de barındırıyor.

İsviçre, Avrupa’nın merkezinde, küçük bir ülke olsa da bizim tarihimiz açısından ayrı bir önemi var. 10 ülkenin topraklarında 2779 km yol alan ve kültürümüzün hemen her köşesinde adı geçen Tuna nehri İsviçre’den doğuyor.

Mescid-i Aksa’da bulunan tek Selçuklu devri kitabesi, Kudüs’te Selçuklulara ait yegane bir iz olması bakımından çok mühimdir. Kudüs İslamî Müzesi Müdürü tarafından fotoğrafları çekilen kitabe ortaya çıkarılmak yerine, 900 yıl kaldığı karanlığa tekrar gömülmüştür…

Birinci Dünya Savaşı’nın başladığı Ağustos 1914’te, önce Belçika, sonra da Fransız Ordusu’na yazılmak isteyen Nogales Méndez’e, Bulgar Ordusu Korgenerallerinden Mihail Savov şöyle demişti: “Biliyorsunuz, Fransızlar ve İngilizler Latin Amerika halklarının düşmanlarıdır.

1900’lü yılların başlarında ülkemizde ve dünyada yaşanan gelişmeler, İslâm dünyasında Japonya’ya olan alakayı artırmıştı. Bazı kesimler Japon İmparatorunu “Halife” olarak önerirken; bazıları ise, Japonya’nın Müslüman olmasıyla teknik üstünlüğü ele geçirecek olan İslâm dünyasının “kurtuluşa” ereceğini düşünmekteydi.

Sri Lanka, Hindistan’ın en güneyinde elmas kıymetinde bir ada. 1500’lü yıllarda Avrupalıların adaya ayak basmalarıyla birlikte buranın zenginlikleri dünyanın öbür ucuna doğru akmaya başlar.
Bu gördüğünüz, hepimizin imdadına gelmiş olan Barbaros ve ordusudur. Bir Fransız şiirinden