Bir zamanlar Osmanlı gölü olan Karadeniz’in kuzey sahillerinde kurulmuş, tarihî kaynaklarda “Yarım İstanbul” diye bahsedilen güzel şehir Kefe, stratejik ehemmiyetinin yanı sıra medreseleriyle ve âlimleriyle de meşhurdu. Fatih Sultan Mehmed Han’ın fethiyle Osmanlı mülküne dâhil olan Kefe’nin tarihine kısa bir yolculuk yapalım…
Kadîm bir liman şehri olan Kefe, Kırım Yarımadası’nın güneydoğu sahilinde yer almaktadır. Kırım’ın güney sahilindeki konumu, Karadeniz’in en büyük limanlarından oluşu ve Uzak Şark’ın Avrupa’ya ticarî sevkiyatının Karadeniz’deki kapısı olması, Kefe Limanı’nı Karadeniz ticaret antreposu yapmıştır.
4. yüzyıldan itibaren Türk nüfusunun görülmeye başladığı Kefe, o tarihlerde Kırım’a bağlı olarak Doğu Roma hâkimiyetindeydi. Anadolu Selçuklu Devleti’nin büyük sultanı I. Alâeddin Keykubad’ın Trabzon Rumlarının elde etmek istedikleri Suğdak Limanı’na Çobanoğullarından Hüsameddin Çoban’ı göndermesi, buradaki ticaretin Selçuklu lehine değişmesine sebep olmuştu. 1224 yılında gerçekleşen bu sefer, aynı zamanda Selçuklu donanmasının ilk denizaşırı seferi olarak tarihe geçmişti.
Yazının tamamını Yedikıta Dergisi 170. sayısından (Ekim 2022) okuyabilirsiniz.