34. Osmanlı padişahı ve 99. İslâm halifesi olarak 34 yaşında tahta çıkan ve Osmanlı Devleti’ni 33 sene kadar idare etmiş olan İkinci Abdülhamid Han, Osmanlı padişahlarının önde gelenlerindendir. Tahta çıkışından hal’ edilişine kadar devletin menfaatlerini her şeyin üzerinde tutmuş, ülkesine ve milletine huzurlu, refah içinde bir hayat yaşatmak için gece gündüz demeden çalışmıştır.
Sultanın ön plana çıkan mühim bir cephesi vardır. O da özellikle Batılı devletleri, uzun yıllar ince siyasî manevralarla âdetâ parmağında oynatmış olması ve onların devlete verecekleri zararları en aza indirmek konusunda müthiş hünerler göstermesidir. Bu cephesiyle Abdülhamid Han, siyasî bir dâhidir.
Politikasının Esasları
Abdülhamid Han’ın siyasî dehası denince akla dış politikada gösterdiği harikalar gelir. Sultan, izlediği dış siyaseti hatıralarında şu şekilde çerçevelemiştir:
“Apaçık görüyordum ki Avrupa’nın büyük devletleri kendi aralarında dünyayı bölüşmeye çıkmışlardı. Bölüşülecek ülkeler arasında Osmanlı mülkü de vardı. Ben bu kuvvetlerin önünde tek başıma duramazdım, gücüm yetmezdi. Yapabileceğim tek şey aralarındaki rekabetten yararlanıp, her birine daha büyük lokma ümidi ile birini ötekine düşürmekten ibaretti.”
Yazının devamını Yedikıta Dergisi Ağustos (11. Sayı 2009) sayısından okuyabilirsiniz.