Tarihimizde Mehmed Hakkı Paşa isminde özü sözü bir, adaletli, padişaha sadık, kalemi ve kelâmı kuvvetli fakat sert, doğruları söylemekten çekinmeyen, büyük bir vezir yaşamıştır. Arapça ve Farsçaya vâkıf, şark usulü tahsilini iyi görmüş, iş anlar ve bilir, uzağı görür bu kıymetli devlet adamı, Silivri kazasında kadı vekilliği yani nâiplik yapan efendiye öyle bir mektup göndermişti ki …
Bir gün bir çiftçi, beldenin kadısına gidip, “Efendim bugün öküzlerimden biri kaza ile sizin bir koyununuzu öldürdü. Size gelmemin sebebi, koyununuzun değeri ne ise ödemek içindir.” demiş.
Kadı:
“Aferin, sen hak tanır bir adammışsın. Öyle ise haydi koyunumun yerine bir koyun getir. Zira kanuna (şer‘-i şerîfe) göre bir şeyin tıpkısı olmak gerekir.” diye fetvasını vermiş.
Çiftçi:
“Pek güzel efendim. Benim meramım da bu işin kanunî yönünü anlamaktı. Mademki kanun böyle emreder, öyle olunca işin hakikati şudur: Benim öküzüm sizin koyununuzu öldürmedi. Sizin öküzünüz benim koyunumu telef etti. Emrediniz de koyunumun yerine bir koyun versinler.” demiş.
Kadı efendi, biraz düşündükten sonra:
“Sahi mi, benim öküzüm senin koyununu helak etti öyle mi? Eğer böyle ise fetvaya bakalım!” deyince çiftçi:
“Acayip! Adalet denilen şey böyle midir? Bir insan kendi hakkını nasıl tanırsa başkalarının hakkını da öylece tanımalıdır. Zannedersem kanun da böyle emreder.” diyerek kadının âdil olmadığını meydana koymuş.
Yazının devamını Yedikıta Dergisi Ocak (17. Sayı 2010) sayısından okuyabilirsiniz.