Kapak, Manşet

VAK‘ANÜVÎSLER Onlar Tarih Yazdı

hattat

Tarihî hadiselerin değerlendirilmesinde tarihçinin en büyük rehberi, ilmî incelemeleri yapılmış ve tenkide tâbi tutulmuş kaynak eserlerdir. Bu durum bilhassa Osmanlı tarihine dair kitaplar için ayrı bir ehemmiyet arz eder. Bu türden kaynakların başında ise resmî tarihler olarak da kabul edilen vak‘anüvîs tarihleri yer alır.

Vak‘anüvîs, yarısı Arapça yarısı Farsça bir kelimedir. “Vak‘a” hadise, olay; “nüvîs” ise yazan manasındadır. Osmanlı tarihinde önemli bir devlet vazifelisi olan vak‘anüvîslere devletin resmî tarih yazıcıları demek mümkündür. Hünerli, marifetli, kavrayış kabiliyetleri yüksek ve “neşr-i ulûmla iştigal” eden (ilmi yaymakla meşgul) kimseler olan vak‘anüvîsler, ya vazifede bulundukları devrin hadiselerini yazarlar veya kendilerinden önceki devre ait olup yazılmamış yılların vakalarını kayıt altına alırlardı. Eserleri, birinci elden kaynak değerindedir.

Biz de buradan hareketle ilmî mesaisini Osmanlı kroniklerine ve tarih yazıcılığına adamış, Zübde-i Vekāyiât, Şakâik-i Nu‘mâniye ve Zeyilleri, Anonim Osmanlı Tarihi (1099-1116/1688-1704), Şeca‘atname, Eyyubî Efendi Kanunnamesi, Tarih-i Raşid ve Zeyli, Kanunname-i Âl-i Osman, Tarih-i Cevdet gibi pek çok kaynak eseri günümüz okuyucusuna kazandırmış, metin neşri konusunda onlarca tez yaptırmış, sahasının uzman isimlerinden Prof. Dr. Abdülkadir Özcan ile vak‘anüvîslik müessesesinin bilinmeyenleri üzerine konuştuk…

Osmanlılar tarih ilmine verdikleri ehemmiyetin müşahhas bir numunesi olarak vak‘anüvîslik müessesesini kurmuşlar. Peki, bu müessesesinin ortaya çıkışı nasıl oldu?

Vak‘anüvîslik müessesesinin Osmanlı merkez teşkilâtına bağlı bir kurum olarak ortaya çıkışı 18. yüzyıl başlarında oldu. Ancak bazı araştırmacılar tarafından Fatih Sultan Mehmed devrinden beri varlığı bilinen şehnâmeciliğin devamı gibi görülür. Hatta Sultan İkinci Bayezid’in emriyle birer Osmanlı tarihi yazan İdris-i Bitlisî ve Kemalpaşazade, vak‘anüvîs olarak kabul edilir. Diğer bazıları ise Vekayi‘name adlı eserini Sultan

Dördüncü Mehmed devrinde yazan Abdurrahman Abdi Paşa’yı ilk vak‘anüvîs kabul ederler. Ancak bu müessesenin Divan-ı Hümayun’a bağlı bir kalem olarak, Sultan İkinci Mustafa’nın hükümdarlığı (1695-1703) ve Amcazade Hüseyin Paşa’nın sadrazamlığı (1697-1702) zamanında ortaya çıktığında şüphe yoktur. Şehnameciler, belli bir maksat veya hâssa/devlet hizmeti için “vak‘a” yazan yarı resmî saray tarihçileri olarak kabul edilebilir.

İlkler ve sonlar hep dikkat çeker. İlk ve son Osmanlı vak‘anüvîsi kimdir?

İlk vak‘anüvîs Halepli Naîma Mustafa Efendi, son vak‘anüvîs ise Abdurrahman Şeref Efendi’dir.

Müessesenin ortaya çıkışından, devletin tarih sahnesinden çekilmesine kadar bu vazifeye kaç kişi tayin edildi? Bununla beraber en uzun süre vazife yapan vak‘anüvîs kimdir?

Müessese, devletin nihayetine kadar devam etti. Kaç kişinin bu vazifeye getirildiği kesin olmamakla birlikte, bir kısmı mükerrer olmak üzere 30’dan fazla tayin vardır. Meselâ Enverî Sadullah Efendi beş, Ahmed Vâsıf Efendi dört defa bu vazifeye getirildi. Ancak aralarında herhangi bir eser bırakmayan vak‘anüvîsler de vardır. En uzun süre vak‘anüvîslik yapma unvanı Ahmed Lütfi Efendi’de olup 41 sene müddetle bu görevde bulundu.

Kapak dosyasının tamamını Yedikıta Dergisi 146. sayısından (Ekim 2020) okuyabilirsiniz.

 

Önceki MakaleSonraki Makale

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir