831 yılı ve sonrasında Osmanlı toprakları sürekli sağlık misyonerlerinin işgaline uğramıştı. Doktorluk ve diğer sağlık faaliyetleri yaparken aynı zamanda bir “Hıristiyanlaştırma Projesi”ni gerçekleştirmeye çalışıyorlardı…


831 yılı ve sonrasında Osmanlı toprakları sürekli sağlık misyonerlerinin işgaline uğramıştı. Doktorluk ve diğer sağlık faaliyetleri yaparken aynı zamanda bir “Hıristiyanlaştırma Projesi”ni gerçekleştirmeye çalışıyorlardı…

Başbakanlık Osmanlı Arşivi’nde muhafaza edilen, 1851 tarihli tek parça panoramik resim bugünkü Beşiktaş ve çevresinin geçmişine ışık tutacak nitelikte.

Osmanlı hat sanatının en önemli temsilcilerinden birisi Mustafa Râkım Efendi’dir. 19. asrın bu kudretli sanatkârının mezartaşı, çeşme, mektep ve türbe kitabeleri yanında, müze ve kütüphanelerde, özel koleksiyonlarda birçok eseri bulunmaktadır.

Van Gölü Canavarı’nın 1889 yılında bir Osmanlı gazetesine manşet olmasıyla ilgili, dergimizin Ekim 2010 tarihli sayısında çıkan makalemiz yazılı ve görsel medyada büyük ses getirmişti.

Rus inkılâbının ardından uzun süredir Rus işgali altındaki Asya topraklarında yaşayan İdil-Ural Türkleri Uzakdoğu’ya göç etmişlerdir. Mançurya bölgesindeki Harbin şehri göçmen İdil-Ural Türkleri için bir buluşma noktası haline gelmiş, 1919’dan sonra da Japonya’ya özellikle de Yokohama, Tokyo, Nagoya ve Kobe’ye taşınmışlardır…

Etrafı surlarla çevrili İstanbul, yedi tepe üzerine kuruludur. Mimari eserlerin en önemli kimlik olduğunu çok iyi bilen devletler, şehrin kimliğini yedi tepede ortaya koymuşlardır. Acaba, İstanbul’u “İstanbul” yapan bu meşhur tepeler ve burada bulunan en önemli yapılar hangileri?

Avrupa’da, bilhassa Alman prensliklerinde “Turquerie” yani bugünün tersine Müslüman kültürüne özenme modası vardı. Saksonya kralı kendisine Osmanlı’nın yeniçerilerini örnek alarak yeniçeri ocağı kurdururken Avrupalı asilzadeler Osmanlı sultanları gibi giyinmeye özen gösterirlerdi…

Fındığın başkenti, kirazın anavatanı, mavi ile yeşilin iç içe girdiği, tabiat harikası koyları, göz alabildiğince uzanan yaylaları, çam ormanlarının huzur veren sessizliğiyle Giresun…

1887 yılında Mutsuhito tarafından, ikili münasebetlerin başlatılması gayesiyle, İstanbul’a gönderilen Prens Akihito, padişah katında hüsn-i kabule mazhar olmuştu.

Doğu Türkistan tarihinin tarihimiz açısından çok büyük bir ehemmiyeti ve yeri vardır. Tarihî köklerimiz itibariyle zengin bir geçmişe sahip bu topraklarda binlerce yıllık bir mücadele yaşanmış ve halen de yaşanmaktadır.