Osman Doğan

Mescid-i Nebevi

Sevgili Peygamber Efendimiz’in (s.a.v.) Naaşını Roma’ya Kaçırmak İstediler

Âlemlere rahmet olarak gönderilen, İki Cihanın Serveri Sevgili Peygamber Efendimiz’in (s.a.v.) dünya hayatındayken ikametgâhları ve vefatından sonra da istirahatgâhları olan Hücre-i Saadet, tarih boyunca büyük tehlikelerle karşı karşıya kalmıştır. Her ne kadar inanılmayacak gibi görünse de Hıristiyan dünyası, iki defa, Efendimiz’in (s.a.v.) naaşını çalmaya teşebbüs etmiştir…

mukaddes beldelerden mektup

Mukaddes Beldeden Sultana Şükran Mektubu

Osmanlı’nın Haremeyn-i Şerîfeyn’e olan hürmetleri, tazimleri ve yaptıkları hizmetler takdire şayandır. Sultanların bütün bu gayretleri, Cenab-ı Hakk’ın rızasını ve Peygamber Efendimiz’in (s.a.v.) muhabbetini kazanmak içindi şüphesiz. Tabii bununla beraber insanların gönlü de kazanılırdı. Haremeyn ahalisi de sultanların ve mahalli idarecilerin yaptığı hizmetlerden duydukları memnuniyeti, bir teşekkür mektubuyla ifade etmişlerdir. Bu makalemizde Osmanlı sultanlarının mukaddesata hürmetine ve Mekke-i Mükerreme ulema ve eşrafından 58 zatın, Sultan İkinci Abdülhamid Han’a sundukları şükran mektubuna yer verdik…

Eyüp Sultan

Eyüp Sultan Hazretleri’nin Kabri Fetihten Önce mi Keşfedildi Sonra mı?

Hadîs-i Şerîfteki müjdeye nail olabilmek için, Mekke-i Mükerreme’den 80 yaşında yola çıkan Ebû Eyyûb El-Ensârî Hazretleri, muhasara esnasında şehid düşer. Efendimizin mihmandarının kabri, İstanbul’un fethinden sonra manevî işaretle tesbit edilir. Ancak bazı kaynaklar, kabrin, İstanbul’un fethinden evvel keşfedildiğini yazar. İşin hakikatini birlikte öğrenelim…

İki Muhteşem Sultanın Yâdigârı Hafsa Valide Sultan

O, Yavuz Sultan Selim’in başkadını ve Kanuni Sultan Süleyman’ın annesi Hafsa Valide Sultan’dır. Osmanlı sarayında yarı resmî ve nüfuzlu bir “Valide Sultanlık” makamı, “Mehd-i Ulyâ-yı Saltanat” adıyla ilk defa onun zamanında kurulur. Manisa’dan Sırbistan’a, Marmaris’ten Trabzon’a onlarca hayır eserinin bânîsi ve dahi mesir macunu geleneğinin sebeb-i zuhurudur…

YOZGAT

Anadolu’da Zamanın Şahidi Yozgat Saat Kulesi

Saat kuleleri, Sultan İkinci Abdülhamid Han devrinde Osmanlı coğrafyasının her köşesine yayılır, şehir ve kasabaları süsler, âdeta âbide ve sembol hâline gelir. Birçoğu günümüze ulaşan ve endamıyla ziyaretçilerini ayakta karşılayan bu âbidevî kuleler, bulundukları şehrin ziynetleri, mühim kültür hazinelerindendir. İşte bu saat kulelerinden biri de Yozgat şehrinin en merkezî noktasında inşa edilir. Son derece estetik bir bina olan bu kule, yılların verdiği yorgunluğa aldırmadan vazifesini yapıyor, zamanın akışı içerisinde bütün güzelliğiyle seyredenleri kendisine hayran bırakıyor…