20.yüzyıl Ortadoğu coğrafyasının siyasi ve fiziki sınırlarının çizilişi, aslında Osmanlı Devleti’nin var olma mücadelesi verdiği (yaklaşık) son yüz elli senelik dönemle de yakından ilişkilidir.
93 Harbi Yetimi Büyük Kalem Cenap Şahabettin
“…Sırtında Bonjur biçimi tirşe kumaştan ceketi, ayaklarında piyangolu rugan iskarpinleri ve başında kenarlarından kumral saçlarının perçemleri fışkıran hafifçe yana eğik koyu renk, yumuşak fesiyle iki dirhem bir çekirdek” bu adam bir edipten başkası değildi.
İttihatçıların Hıristiyan Severliği!
“Abdülhamid idaresine yüreklerimizde beslediğimiz derin kin, sarayın sevmediği her şeyi bize sevdirecek kadar hepimizde acayip bir ‘yanlış görüş’ yapmıştı.
Şehzadenin Mutfağında Ne Pişerdi?
Şehzadelerin idari tecrübe kazanmak üzere gönderildikleri sancaklar sadece siyasî bakımdan değil, iktisadî ve kültürel açıdan da payitahta yakın olarak adeta ikinci bir payitaht özelliği kazanmıştı. Taşrada gelişen bu saray hayatı, hele de şehzadelerin ve maiyetlerinin saraylarda tükettiği yiyecekleri hakkında bilinenler çok azdır.
Sarayın Dili Bir Başka İdi!
Her adımında köklü bir kültürü gördüğümüz Osmanlı’da sarayda hayat farklı akardı. Oldukça sistematik ve müessesevî yapısında her faaliyet gibi ifadeler de sıradan değildi…