Orta Çağ Müslüman tüccarları, bir çeşit bankacılıkla çalışıyorlardı. Hesap açtırabiliyor, çek yazabiliyor, para havalesinde bulunabiliyor, poliçe tanzim edebiliyorlardı.


Orta Çağ Müslüman tüccarları, bir çeşit bankacılıkla çalışıyorlardı. Hesap açtırabiliyor, çek yazabiliyor, para havalesinde bulunabiliyor, poliçe tanzim edebiliyorlardı.

Mısır’da hüküm sürmüş olan Memlük Devleti, iki buçuk asrı aşan hâkimiyeti boyunca siyasî, iktisadî ve kültürel alanlarda mühim bir yer edindi. Döneme damgasını vuran Kârimîler ise hem İslâm hem de Memlükler devri iktisat tarihi açısından önemli bir tüccar topluluğu olarak temayüz etmişti.

Endülüs halkına göre, Medînetüzzehrâ, insanlığın yeryüzünde yapabildiği en muhteşem eserdi. Altın çağın muazzam şehri olarak yapılan Medînetüzzehrâ’nın ömrü fazla uzun olmamış; yapılışının ardından henüz bir asır geçmeden tarihin tozlu sayfalarındaki yerini almıştır…

Ordugâh, bir ordunun ikamet ettiği, yerleştiği yer anlamına gelmektedir. Mekke-i Mükerreme ve Medine-i Münevvere şehirlerinde doğan ve yeşeren İslâm dininin, Arap Yarımadası, Irak, Suriye ve Mısır topraklarında yayılmasıyla beraber, İslâm ile ilk müşerref olan Arapların, kendilerini hızlı bir şehirleşme olgusunun içinde buldukları, kaçınılmaz bir gerçektir…

İslâm dünyasında ilk kütüphaneler, Emevîler döneminde ortaya çıkmıştı. Genellikle cami, mescid, medrese gibi eğitim kurumları ve evler içerisinde yer alan …

Orta Çağ’da İslâm dünyası, ticarette umumiyetle altın, gümüş ve bakırdan imal edilen dinar, dirhem gibi para birimlerini kullanıyordu. Bu usul, İslâm iktisadî tasavvurunda ve fıkıh kitaplarında kabul gören mevcut ödeme araçlarıydı. Ancak bu geleneksel kullanımdan başka, farklı coğrafya ve zamanlarda, başka bazı ödeme araçları da vardı…

Davet, doğru yönden olursa icabet etmek lazımdır. Bazen insan icabet etmek ister, davet olmaz; bazen de davet olur, icabet nasip olmaz. Son Kisra ve son Kayser’in davet ile icabet arasındaki serencamını okuyacaksınız…

Gezegenlerin, yıldızların ve gök cisimlerinin bulundukları yerleri tespit etmek ve hareketlerini incelemek için kurulan gözlemevlerine, rasathane denmiştir. İlk defa Müslümanlar tarafından kurulan rasathaneler, kısa sürede İslâm dünyasının her tarafında açılmıştır. Pek çok astronomi âliminin çalıştığı, onlarca talebenin eğitim gördüğü rasathaneler, bir nevi günümüzün uzay gözlem üsleri gibiydi ve buralarda yapılan gözlemlerle elde edilen veriler, sonraki çalışmalara büyük katkı sağlayacaktı…

Umre ve hac maksadıyla Mekke-i Mükerreme’ye gelen Müslümanların mühim duraklarından biridir bu mukaddes mekân.

İslâm’ın ihya ettiği insanın inşa ettiği yapılarda, insan-mekân arasındaki ruhu görmek mümkündür. Bu ruhu hissedenler “Bu şehrin bir ruhu var.” der. Şehirler, İslâm ile mana ve değer kazanır. Böylelikle birer sembol hâline gelen İslâm şehirleri, Doğu’dan Batı’ya pek çok medeniyete ilham kaynağı olmuştur…