Tarih kitapları, kar hakkında bilgi verirken daha çok onun olumsuz rolünden bahsederler ve bu konuya dair birçok örnek verirler: Kar nedeniyle askerî seferlerin aksaması, ikmal ve ulaşımın sağlanamaması veya kar yağışı yüzünden elçilerin gecikmesi gibi… Ayrıca kimi bölgelerde kışın yola çıkıp, soğuktan hayatını kaybedenlerin hikâyeleri de bunlar arasındadır. Ancak kar, yaz aylarının kavurucu sıcak geçtiği beldelerde serinletici bir rol üstlenmiştir…
Sıcak İklimlerde Soğuk Bir Miras
Kar, kış aylarında İslâm topraklarının çoğuna yağmaktaydı; ancak bu, farklı oranlarda olurdu. Bununla birlikte, eski çağlardaki insanlar bu maddeden faydalanmanın bir yolunu buldular: Kış mevsimi boyunca karı muhafaza edip yaz aylarında kullanmak… Öyle ki, Orta Çağ’ın insanı, Eski Çağ’ın kar konusundaki teknik becerisini devam ettirdi ve kendi ihtiyacına karşılık gelecek şekilde onu kullandı. Böylece Orta Çağ’da, sıcak Orta Doğu ülkelerinde kar ticareti, önemli bir faaliyet hâline getirildi.
Kar ve buz yalnızca gıda soğutmasında kullanılmaz, aynı zamanda tıbbî alanlarda da kullanılırdı. Bu bakımdan hem koruma hem de taşıma biçimine çok önem verilmişti. Taşıma tekniği de zaman içerisinde gelişmişti. Orta Çağ tarihi kaynaklarında yer alan Bilâdü’ş-Şâm’dan Mısır ve Hicaz’a kar ve buz taşındığına dair kayıtlar dikkat çekicidir. Bu kayıtlarda kar depolayan, taşıyan ve ticaretiyle uğraşan kişiye Arapça “sellâc” yani “karcı” deniliyordu. Bu kişiler kışın kar depolayıp yazın piyasaya sürer ve bunun ticaretini yaparlardı. Bilâdü’ş-Şâm, Arapçada Şam beldeleri demektir ve aşağı yukarı Suriye, Lübnan, Filistin ve Ürdün topraklarını kapsar ve İslâm coğrafyacıları bu tabir ile bu ülkeleri kastetmişlerdir.
Dağların Zirvesinden Depolara
Karla ilgili olarak Orta Çağ’da kaleme alınan bazı İslâm kaynaklarında geçtiğine göre, kışın yağan kar, soğuk aylarda “karcılar” tarafından toplanır ve “kar odaları” olarak adlandırılan depolarda muhafaza edilirdi. Karcılar, topladıkları karı, bu depolarda buza dönüşmesi için vurarak sıkıştırırlardı. Kar odaları dolduğunda ise onları samanla kapatır ve bu depoları mayıs ayına kadar açmazlardı. Saklandıkları depolarda buz kütlesine dönüşen bu kar istifleri, yaz ayları geldiğinde kullanılmak üzere bloklar hâlinde kesilerek satılmak üzere pazarlara götürülür, piyasaya sürülürdü. Bu buzların çeşitli sertlikte olduğu anlaşılmaktadır. Nitekim sertlik bakımından yumuşak durumda olanlar, yakın pazarlarda satılırken, daha sert olanları ise Hicaz ve Mısır gibi uzak bölgelere nakledilirdi. Buralara gönderilen buzun sert olmasına özellikle dikkat edilirdi; zira kar, donmadığı ve iyi sıkıştırılmadığı takdirde bu uzak bölgelere ulaşıncaya kadar erirdi.
Yazının tamamını Yedikıta Dergisi 203. sayısından (Temmuz 2025) okuyabilirsiniz.