Eşrefoğlu Camii’ne dair zihnimizdeki ilk hatıralar, vaktiyle göl kenarında bulunan ve bizim de sıkça kullandığımız Beyşehir otogarının hemen arkasındaki o ihtişamlı görüntüdür… Anadolu’da; taş duvarlı, ahşap direkli, düz (toprak) damlı ulu camilerin en büyük ve en orijinal numunesi olduğunu henüz bilmediğimiz yıllara ait bir akis…
Sultan Alâeddin’in A Takımı
Bir yöneticinin yüzünü güldüren, her daim yanındaki yöresindeki, maiyetindeki, istişare meclisindeki iş bilir, liyakatli, tecrübeli ve güvenilir yardımcılarıdır. Sultan Alâeddin de dinine ve milletine hizmette beraber hareket edeceği güvenilir bir ekibe sahip olmuştu. Bu sayede nice güzel eserler ile asırlardır hayırla yâd edilen bir nam bıraktı arkasında…
Yenişehir! Osman Gazi’nin Şehrine Doğru…
Zihnimizde, Osmanlı’nın kuruluş yıllarına ait pek çok bilinmezlik ve bilgi karmaşası ile Bursa-Yenişehir’e doğru yola çıkıyoruz.
Türk-İslâm Medeniyetinin Mimarı Karahanlılar
Eski kitapların Hakanîler yahut Türk Hakanlığı dediği, bugünse bizim Karahanlılar olarak tanıdığımız hanedanın içinden Satuk Buğra Han, İslâm’ı gönülden kabul edip bu yüce dinin mensubu olmakla şereflenmişti. Böylece Türkistan’da ilk defa Müslüman bir Türk devleti tarih sahnesindeki yerini almış ve dünya tarihini değiştirecek hadiseler zinciri de başlamış oluyordu. Karahanlı hükümdarlarının İslâmiyet’e çok büyük hizmetleri olmuştu. Onların Mâverâünnehir’de kurdukları medeniyet, Selçuklular ve Osmanlılar eliyle daha da tekâmül edip dünyayı kendine hayran bırakacaktı…
Dünyanın İlk Kurumsal Medresesini Kuran Hükümdar Tamgaç İbrahim Han
Orta Asya bozkırlarında hüküm sürmüş Türk hakanlıkları içinde Müslümanlığı resmî din olarak kabul eden ilk devlet, Karahanlılardı. Onlar köklü bir İslâmî geçmişe sahip olmasalar da kısa süre içerisinde İslâm’a can ü gönülden teslim ve adapte olup tesirleri günümüze ulaşan bir medeniyetin temellerini attılar. Karahanlı hakanlarından biri, dünya üzerindeki ilk teşkilatlı medreseyi kuracak ve bu yapı, asırlar boyunca bir şablon olarak kullanılacaktı…
Osmanlı’da İlklerin Şehri İznik
Bugün dahi tarihî dokusunu büyük oranda korumuş olan İznik, Anadolu’daki ilk Selçuklu fetihlerinden olmasının yanı sıra, Osmanlı’nın da ilk fethettiği ana merkezlerden biridir. Beylikten devlete geçişin ilk basamağı diyebileceğimiz İznik, ilk kurumsal ilim merkezleri ve sosyal müesseseleriyle, devletin kuruluş yıllarında sağlam zeminlerden birini teşkil etmiştir. Burada yetişen âlimler, mutasavvıflar, beyler ve paşalar, İstanbul’un fethine açılan kapıyı aralayanlardandır. Orhan Gazi’nin fethedip Nilüfer Hatunların, Çandarlı Kara Halillerin imar ettiği İznik, Eşrefoğlu Rûmî Hazretleri ve Şeyh Kutbüddin İznikî gibi tasavvuf büyüklerinin elinde kıvamını bulmuş ve “ilk”lere sahne olmuş bir müstesna beldedir…
Gayret-i Diniye Buna Nasıl Tahammül Eder?
Sultan İkinci Mahmud Han, Rusların Balkanlar’daki şiddetli ilerleyişi ve küstah diplomasisi karşısında, İstanbul’da umumî bir meşveret yapılmasını emretmişti. Bu mecliste okunmak üzere bir hatt-ı hümâyûn yazan Sultan Mahmud, Ehl-i İslâm’ın bilinçlendirilmesini ve milletçe topyekûn gayret sarf etmenin şart olduğunu beyan ediyordu. Saltanatın ateşten bir gömlek olduğunu herhalde sadece yaşayan bilebilir, diyelim ve 210 yıl öncesine gidelim…
Otomatik Hareketin Babası Cizreli İsmail B. Rezzaz
Fikrî altyapısı ve teknik uygulaması tamamen kendine ait araçlar inşa eden Ebu’l-İzz el-Cezerî, günümüz teknolojisine pek çok yönden tesir etmiş bir İslâm bilginidir. O, kendisinden önceki âlimlerin bilgilerinden istifade etmekle birlikte bu birikimi zirve noktasına taşıyarak onları kat kat aşmıştı. Özellikle otomatik hareket noktasındaki çalışmaları, onu diğer pek çok meslektaşından farklı kılıyordu…
Akıllara Durgunluk Veren Çağ
“Ey büyük padişah Uluğ Keykubad, dil senin vasıflarını anlatmaya kâdir değildir. Herkesin ümit ve korkusu sana bağlıdır. Sana her an binlerce teşekkürler olsun ve dünya senin adaletinle dolsun. Zira sen, cihanın seçkini, Selçukluların iftiharı ve Allah’ın aslan bir hükümdarısın…”
Şairane Bir Bakışla Tıp
Divan Edebiyatı’nın en büyük şairlerinden biri olmakla birlikte muhtelif mevzularda birçok kitap da yazan Nâbî, toplumu ilgilendiren ve insan sağlığını …