İsmini pek çoğumuzun ilk defa duyduğu, Orta Anadolu’nun gönül erenlerinden birisidir Şeyh Şamî Hazretleri. Hak yolun neferi olarak çıktığı yolda, hem gönülleri fethetmiş hem de rahle-i tedrisatında nice talebeler yetiştirmiştir. Bozkırın orta yerinde küçük bir beldede dergâhı bulunan Şeyh Şamî Hazretleri’ni yakından tanıyalım…
Anadolu başta olmak üzere Osmanlı coğrafyasında tasavvuf erbabının toplum hayatında mühim rol oynadığı, bilinen bir gerçektir. Tasavvufî toplulukların, Anadolu’nun İslâmlaşmasında önemli bir vazife icra ettikleri, Selçuklu ve Osmanlı sultanlarının, bu âlim ve mutasavvıf zatlarla irtibatı ve onlara karşı gerekli hürmet ve ihtimamı göstermekten geri durmadıkları da bir hakikattir.
Osmanlı padişahlarından Fatih Sultan Mehmed Han, askerî ve teknik gelişmeleri yakînen takip ettiği gibi din ve tasavvuf erbabına da son derece ehemmiyet verirdi. O, İstanbul’u fethe giderken, Hacı Bayram-ı Veli Hazretleri’nin halifelerinden Akşemseddin Hazretleri’ni de yanında götürerek askerin maneviyatını kuvvetlendirmek istemişti.
Akşemseddin Hazretleri önemli İslâm âlimlerinden ve mutasavvıflarındandır. Hacı Bayram-ı Veli Hazretleri’nin kurmuş olduğu Bayramiyye tarikatına mensup Ehl-i Sünnet bir zattır. Ankara’da Hacı Bayram-ı Velî’ye intisap ederek Anadolu’da irşat vazifesini yerine getirmeye gayret etmiştir. Fatih Sultan Mehmed’in, İstanbul’da kalması için yaptığı ısrarlara rağmen o şan, şöhret ve saltanata yakın olmak yerine ilmî ve tasavvufî hayatı tercih ederek Göynük’e yerleşmiş, burada Şemsiyye-i Bayramiyye tarikatını kurarak ömrünün sonuna kadar (vef. 1459) irşad vazifesinde kalmıştır.
Yazının tamamını Yedikıta Dergisi 170. sayısından (Ekim 2022) okuyabilirsiniz.