Tarihte nice değerler vardır ki uğruna mücadeleler verilmiştir. İnsanın, manasını savunabilmesi için maddî tedbirler de alması gerekiyordu. Kişiyi koruyan manevî zırhlar olduğu gibi kılıç kesmez, kurşun işlemez zırhlar da vardı. Her ne kadar Âdemoğlu için en sağlam zırh, yine kendi vücudu olsa da beden zırhını, zırhla muhafaza etmek lazımdı. Şimdi tarihî serüvenini okumak için kuşanalım zırhlarımızı…
Tarihte yaşananları daha iyi anlamanın bir başka yolu da empati kurmaktır. Sanki o dönemde yaşıyormuşçasına, o dönemin şartlarını düşünerek o duyguyu hissetmek…
Meselâ bir an için elimizde, günümüzün haberleşme ve ulaşım araçlarının olmadığını hayal edelim. 50 km uzaklıktaki birisine acilen haber ulaştırmanız gerekseydi, ne yapardınız?..
“Ata binerim…” diyorsanız, hayatınızda daha önce hiç ata binmediğinizi düşünürsek, binenlerin hâlinden anlayamazsınız. Dörtnala at sürdüğünüzü varsayalım, yaklaşık bir saat sonra menzile ulaştığınızda, attan ancak birisinin yardımıyla inebilirsiniz. Dahası, birisi size omuz vermezse, ayakta duramayıp yere yığılıp kalırsınız. Atın üzerinde durabilmek için sürekli sıktığınız bacak kaslarınız tutmaz olmuştur çünkü…
“Eşekle giderim…” diyorsanız, en uysalı bile insanı yorar, hele bir de inadı tutarsa… Yaya gitmeyi düşünüyorsanız küçük molalarla 25-30 saat yürümeniz gerekecektir ki harcayacağınız su ve yemeği saymıyoruz bile…
Yazının tamamını Yedikıta Dergisi 173. sayısından (Ocak 2023) okuyabilirsiniz.