Tabiatla insanoğlunun tarih yolculuğunda onlara eşlik eden çok özel bir ağaç varmış: Adı sedir, en meşhur türü de Lübnan’da yeşerir imiş. Saraylara, mabetlere, gemilere, tabutlara malzeme olan bu ağaç; geçmişin sessiz şahidi, günümüzün tükenmek üzere olan mağduruymuş…
Bir ağaç gördü mü mutlu olur insan. Hele o nice yıllara meydan okuyan, yaşlı ama heybetli, ulu bir ağaçsa duygusu katlanır. Böylesine denk geldiniz mi her şeyi bırakın ve bir süre ona bakın. İnsanla tabiatın alışverişine şahit olun. Sanki kökleri ayaklarınızı sarar, fazla yüklerinizi alır; dalları, yaprakları, gözünüze ve gönlünüze ferahlık katar. İşte öyle bir ağaç türüne yolculuğumuz. Sedire…
Dağların Kadısı Katrandır!
Anadolu’da sedir ağacına, katran ağacı da denir. Çünkü sedirinin odunundan elde edilen özüte halk arasında “katran” denir. Hatta uzun ömürlü, heybetli ağaç olmasından sebep “Dağların kadısı, katrandır.” diye bir söyleyiş de vardır. Çamgiller ailesinden ve bilimsel adı “Cedrus Libani” yani “Lübnan Sediri” diye bilinen ağaç türünün ismi Lübnan’dan gelse, hatta ülke bayrağının simgesi olsa da bugün en yaygın doğal yetişme alanı, ülkemiz Toroslarıdır. Bu yüzden “Toros Sediri” olarak da adlandırılır. Türkiye ormanlarında bulunan her 46 ağaçtan 1’inin sedir ağacı olduğunu da belirtelim.
Adını aldığı ülkede ise sedirin yerinde yeller esiyor. Tarih boyunca o kadar rağbet görmüş o kadar kullanılmış ki günümüz Lübnan’ında yok denecek kadar azalmış. Sadece ismi ve bayrakta resmi kalmış…
Yazının tamamını Yedikıta Dergisi 177. sayısından (Mayıs 2023) okuyabilirsiniz.