Selçuklu devri çini mihraplarının ülkemizdeki son şaheseri olan Beyhekim Mescidi mihrabı, yurtdışına kaçırılmış olan diğer değerli eserlerimizle maalesef aynı kaderi paylaşmıştır.
Tarih ve kültürümüze ait eserler bakımından çok zengin bir geçmişe sahibiz. Osmanlılar, Selçuklular ve beyliklerden günümüze kadar gelebilen birçok tarihi eser yurt dışında müzelerde sergilenmekte, bir kısmı da bazı şahısların koleksiyonlarında bulunmaktadır. Müzelerin dışında kalan eserler çoğu zaman müzayedelerde satılmaktadır. Bu eserlerin büyük bir kısmı ihraç edilen mallardan, Osmanlı Sarayı’ndan gönderilen hediyelerden, savaş alanlarında bırakılan malzemelerden oluşmaktadır. Ayrıca bazıları kaçırma, yağmalama, yerlerinden sökülme gibi değişik yollarla yurt dışındaki müzelere ve müzayedelere girmiştir.
Bu değerli eserlerden bir tanesi de yerinden sökülerek Konya’dan Almanya’ya götürülmüş, 13. yüzyıl Selçuklu devri eserlerinden olan Beyhekim Mescidi’nin mozaik-çini mihrabıdır. Bu muhteşem mihrab şu anda Almanya’nın Berlin şehrindeki Pergamon (Bergama) Müzesi’nde, İslamî Eserler Bölümü’nün Konya Salonu’nda bulunmaktadır.
Eskiden mihrabın bulunduğu Beyhekim Mescidi, Selçuklu Sarayı’nın başhekimi, aynı zamanda Mevlana Celaleddin-i Rumî ve ailesinin de saygı duyduğu doktorları olan Nahçıvanlı Hekim Ekmelüddin tarafından yaptırılmıştır. Mescide ismini veren Beyhekim’in, Mevlana’nın vefatına kadar onun hekimliğini yaptığı söylenmektedir. Kitabesi günümüze kadar gelememiş olan Beyhekim Mescidi ve Türbesi, kubbeli bir ibadet mahalli ile ona bitişik üç bölümden meydana gelir.
Yazının devamını Yedikıta Dergisi Şubat (18. Sayı 2010) sayısından okuyabilirsiniz.