Osmanlı Tarihi

ENVER PAŞA’NIN PEŞİNDEKİ ALMAN CASUSU

Enver Paşa’nın vaktiyle Almanlar tarafından kullanıldığı bir hakikat. Nitekim Enver ve Cemal Paşaların “Almanlara meclûbiyeti” yani tutkunlukları devrin gazete ve resmî evrakına da yansımıştı. Hatta hatıratında Karabekir Paşa, Enver Paşa’nın Almanlarca casusluk yoluyla elde edildiğini ima ediyordu. Aşağıdaki yazıda okuyacağınız “iddiaları da” bu çerçevede değerlendirmek pek de yanlış olmaz…

Yazılı hale getirilmek suretiyle tarihe mâl olmuş haber, makale veya özellikle herhangi bir hatıra metni, sıhhatini tahkik etmek şartıyla kaynak olarak kullanılabilir. Bu anlamda 1924 yılında Resimli Hafta isimli gazetede peş peşe neşredilen 3 seri yazının başlığı dikkat çekiciydi: “Bir İngiliz Casusu İstanbul’da Enver Paşa’yı Almanların Kadın Vasıtasıyla Nasıl Kazandıklarını Anlatıyor”.

Okuduğunuz bu makalenin ortaya çıkmasına vesile olan başlık hayli çarpıcı ve tabi iddialı. Okuyanda heyecanla beraber ürküntüye de sebep oluyor; böyle bir şey olmuş mudur, bu doğrulanabilir mi; olduysa nasıl oldu vs. gibi pek çok soru zihne hücum ediyor. Bahsettiğimiz serinin 3 ayrı kısmını da 3 ayrı nüshadan bulup okuduktan sonra alelade bir “transkripsiyon”la siz okurlarımıza sunmak ilim ahlakına yaraşmazdı. Dolayısıyla az evvel sorduğumuz soruları yani bir İngiliz casusun hatıratından naklen aktarılan/aktarıldığı iddia edilen bu satırları ve ciddi iddiaları tahkik, sizlerin de birazdan göreceği isimlerin hakikatle olan irtibatlarını tespit etmek lazımdı. Nitekim metin içinde bunun bir tercüme olduğunu ihsas eden satırlar da yok değildi (Mesela “take a train” tabirine karşılık olarak Türkçenin hiç de aşinası olmadığı “treni almak” denmiş). İmkanlar nispetinde yerli ve yabancı arşivleri yokladık, yalnız müstearına (Rose Lomoin) vâkıf olduğumuz “İngiliz mürebbiye kılığındaki casus”un bahsedilen hatıratını 1912-1924 yılları arasında bu türde basılan eserleri yoklamak suretiyle aradık; fakat maalesef kesin bir neticeye ulaşamadık. Yaklaşık 90 yıl önce bunu gazetesine aktaran müellif/ mütercim de yazık ki ne kendine, ne de aktardığı metne dair elle tutulur bir ayrıntı paylaşmış…

Yazının devamını Yedikıta Dergisi Kasım (63. Sayı 2013) sayısından okuyabilirsiniz.

Önceki MakaleSonraki Makale

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir