Türklerin elinde şekillenen kahve, eşsiz lezzetiyle asırlarca Avrupa’da “Türk modası” olarak içildi. Kısa zamanda evlerin vazgeçilmezleri arasında yerini alan Türk kahvesini Fransa’ya tanıtan Osmanlı sefiri Süleyman Ağa’nın hatırı ise, kırk sene değil ebedî olarak kalacaktı…
Osmanlı tahtında “Avcı” lakabıyla bilinen Dördüncü Mehmed Han’ın olduğu yıllardı. Atalarından muhteşem bir devlet emanet alan sultanın idarî işlerini ise Köprülü Fazıl Ahmed Paşa yürütüyordu. Devletin içte ve dışta uğraştığı ciddi problemler olsa da dünya siyasetindeki yeri vazgeçilmezdi.
O sıralarda Avrupa buhranlar içerisindeydi. Her yerde savaş kol geziyordu. Fransa, Alman tehlikesi karşısında Osmanlıların dostluğunu kazanmaya çalışıyordu. Fransa Kralı 14. Louis arayı düzeltmek ve eski anlaşmaları yenilemek için elçi göndermek istiyor, ancak teklifleri padişah tarafından reddediliyordu. Avrupa savaş arenasında yalnız kalan Louis, Kanunî devriden beri verilen kapitülasyonların yenilenmesi için uğraşıyordu. İşin nihayetinde Dördüncü Mehmed Han, hem anlaşmanın yenilenmesi hem de Louis’in meramını anlamak için Paris’e bir elçi göndermeye karar verdi.
Yazının devamını Yedikıta Dergisi 88. sayısından (Aralık 2015) okuyabilirsiniz.