Başbakanlık Osmanlı Arşivi’nde muhafaza edilen, 1851 tarihli tek parça panoramik resim bugünkü Beşiktaş ve çevresinin geçmişine ışık tutacak nitelikte. Tophane’den Arnavutköy’e uzanan ve Boğaziçi’nin Rumeli yakasının büyük bir kısmını gösteren çizimde saraylar, kasırlar, köşkler, yalılar, camiler, askerî kışlalar, hastaneler, mezarlıklar, selvi koruları ve çiçek bahçeleriyle dalgalanan bir masal şehri bütün ihtişamıyla karşımızda durmaktadır.
Geçmiş ile gelecek arasında bir köprü niteliği taşıyan kütüphane, arşiv ve müzelerimizdeki kitap, vesika ve diğer malzemeler bizleri binlerce yıllık bir zaman yolculuğunda keşfe çı-kararak geçmişin izini sürmemize yardımcı oluyor. Bu yolculuğun vazgeçilmez duraklarından birisi de hiç şüphesiz Başbakanlık Osmanlı Arşivi’dir. Burada bulunan ve zamanının en büyük şahidi olan milyonlarca evrak hazinesi bir okyanus niteliğindedir. Altı asır boyunca üç kıtaya hükmeden bir medeniyetin yazışmalarının önemli bir kısmını meydana getiren bu kıymetli ar-şivde resmi defter, sicil ve evraklar yanında on binlerce harita, plan, kroki, çizim, illüstrasyon, resim gibi görmelik malzemeler muhtelif tasnifler altında geçmişe ilgi duyanların istifadesine sunulmuştur.
Başbakanlık Osmanlı Arşivi’ndemuhafaza edilen 1851 tarihli tek parça panoramik resim bugünkü Beşiktaş ilçesinin ve çevresinin geçmişine ışık tutacak nitelikte. Tophane’den Arnavutköy’e uzanan ve Boğaziçi’nin Rumeli yakasının büyük bir kısmını gösteren çizimde saraylar, kasırlar, köşkler, yalılar, camiler, askerî kışlalar, hastaneler, mezarlıklar, selvi koruları ve çiçek bahçeleriyle dalgalanan bir masal şehri bütün ihtişamıyla karşımızda durmaktadır. Bu çizim hem Boğaziçi’nin mimarî tarihi açısından hem de denizcilik tarihimiz açısından çok kıymetli bir vesika özelliği taşımaktadır.
Yazının devamını Yedikıta Dergisi Şubat (30. Sayı 2011) sayısından okuyabilirsiniz.