Anadolu’da hüküm sürmüş medeniyetlerin izlerini taşıyan Sivas, Anadolu Selçukluları’nın bir dönem merkezi, Danişmendler’in başşehri, Osmanlı Devleti’nin ise en büyük eyalet merkezlerinden biriydi…
Asırlar boyu birçok medeniyete kucak açmış Sivas yahut bugünkü söylenişle Sıvas! Abbasiler zamanında fethedilmiş; daha sonra Selçuklular, Osmanlılar gelmişler buraya birbiri ardınca. Anadolu’da hüküm sürmüş her medeniyetin izleri bulunan Sivas, Anadolu Selçukluları’na bir dönem merkezlik yapmış, Danişmendler’in başşehri, Osmanlı Devleti’nin ise en büyük eyalet merkezlerinden biri olmuş.
Tarihiyle heybet arz ediyor Sivas; şehrin yüzü biraz sert, evet; fakat bu, hoyratlığından değil vakar ve asaletindendir. Taş, Sivas’ta şatafat ve görkemi haykırıyor adeta; Selçuklu mirası camiler, medreseler, dârüşşifâlar; Osmanlı eli değen ihtişamlı kaleler, yine camiler ve türbeler, hanlar ve hamamlar… Ayrıca şehri kuşatan yüksek dağlar, platolar şehre bir kartpostal havası veriyor sanki.
Yazık ki talihi, silueti kadar hoş olmamış Sivas’ın. Defalarca yağma edilmiş güzelim şehir; rengârenk bir lale bahçesi gibiyken tarumar olmuş, ama hep yeniden doğmuş baki kalan küllerinden! Bugün düne ait ihtişam› hâlâ saklı; ama biraz eğreti, biraz burulmuş…
Kuzey kısmı Karadeniz Bölgesi içerisinde olan Sivas’ın büyük kısmı İç Anadolu Bölgesi’nde. Sivas, dağlar ve yüksek düzlüklerin çok olduğu bir bölge. İlin ortalama yüksekliği 1000 metre.
Yazının devamını Yedikıta Dergisi Ağustos (12. Sayı 2009) sayısından okuyabilirsiniz.