Anadolu’nun yurt edinilişinde Malazgirt Zaferi ne kadar önemliyse Miryokefalon ’daki zafer de en az o kadar mühimdir. Hatta diyebiliriz ki bu ikinci karşılaşma zafer değil de mağlubiyetle neticelenseydi, Malazgirt’teki başarı da belki hiç kazanılmamış olurdu…
Sultan İkinci Kılıç Arslan, Anadolu Selçuklu tahtına 1155’te geçti. Kısa sürede kuvvet ve kudretini artırdı fakat aynı zamanda düşmanları da artmıştı. Bir zaman geldi ki doğuda Dânişmendliler ve onların hâmisi olan Musul Atabeyi Nureddin Mahmud ile uğraşırken Bizans imparatoru Manuel Komnenos da Balkanlarda meşgul bulunuyor, aradaki anlaşmaya göre de Selçuklu-Bizans ilişkileri dostça sürüyordu. Fakat Bizans sınırlarında, özellikle Eskişehir yörelerinde çoğalan Türkmen kitleleri yurt ve otlak bulmak maksadıyla Denizli, Kırkağaç, Bergama ve Edremit’e kadar Bizans memleketlerine akınlarda bulunuyorlardı. Müstakil hareket eden Türkmenlerin bu yayılması aslında sultanı da memnun ediyordu. İmparator Manuel, bir yandan bu istilâları durdurmak, diğer yandan da çok kuvvetlenen Kılıç Arslan’ı sarsmak maksadıyla Anadolu’ya yeni kuvvetler gönderdi ve sefer hazırlıklarına başladı. Bunu haber alan Kılıç Arslan, imparatora daha önce yapılan barış anlaşmasının yenilenmesini teklif etti. İmparator birtakım şartlar öne sürünce anlaşma olmadı ve Kılıç Arslan, Denizli’ye kadar uzanan Bizans topraklarına akınlar yaptı.
Yazının devamını Yedikıta Dergisi 83. sayısından (Temmuz 2015) okuyabilirsiniz.