Lüleburgaz istasyonunda ağaçların arasında kalmış yalnız bir âbide… “Çanakkale Şehitleri Âbidesi” olarak bilinen ve Balkan Harbi’nden Çanakkale’ye uzanan mücadelenin hatırasını yaşatmak üzere inşa edilen bu âbidenin hikâyesi ve manası çok derin…
Ordular savaş meydanlarında kimi zaman gâlip gelir kimi zamansa mağlup olurlar.Harbin kuralı budur, taraflardan biri çoğu zaman diğerini yenilgiye uğratacaktır. Bu galibiyet ve mağlûbiyetler milletlerin hafızalarında yer etmiyor ve tarihi değiştirmiyorsa sıradandır, belli bir zaman sonra unutulur. Ordular kimi zamansa öyle parlak galibiyetler kazanırlar ki dünya nizamını değiştirip tarihe yön verirler. Bazen de yıllarca hafızalardan silinmeyecek mağlûbiyetleri bir utanç nişânesi olarak taşımak zorunda kalırlar.
2012 yılı, savaş tarihinde galibiyetleri mağlûbiyetlerinden kat kat fazla olan, mazisinde sayısız parlak ve tarihe yön veren zaferler bulunan Türkler için bir harbin yüzüncü yıl dönümüdür. Balkan Harbi’nin, daha doğrusu Osmanlı’nın kuruluşundan itibaren yurt tuttuğu ve vatan bellediği Rumeli’yi terk edişinin, Evlâd-ı Fâtihân’ı öksüz bırakışının yüzüncü sene-i devriyesi.
Yazının devamını Yedikıta Dergisi 51. sayısından (Kasım 2012) okuyabilirsiniz.