Bir zamanlar İpek Yolu üzerinde kurulan ve önemli bir ticaret merkezi olan Erzincan, tarihte çeşitli medeniyetlere sahne olmuş. Günümüzde yurt içi turizminde dört mevsim tercih edilen şehrin en önemli özelliği belki de bu tabii dokusunu muhafaza etmesidir…
Halk dilinde “etrafı dağlık içerisi bağlık” olarak anılan bereketli bir ova üzerinde kurulmuş bir Anadolu şehridir Erzincan… Giderek büyüyen, tabii güzellikleriyle bütün dünyanın dikkatini çeken bu şehir, modern görünümü, planlı yerleşimi ve kara, demir ve hava yolu imkânlarıyla bugün bir yıldız gibi parlıyor; önemli bir turizm merkezi haline geliyor. Nüfusu 240.000 civarında olan Erzincan her yüz yılda bir, büyük depremler yaşamış. Özellikle 1939 ve 1992 depremleri hala hatırlardadır. Depremlerle sarsılan, defalarca yıkılan şehir, yeniden inşa edilmiş ve yine önemli bir merkez olarak fonksiyonunu sürdürmüş.
İpek Yolu üzerinde kurulan ve önemli bir ticaret merkezi olan Erzincan, tarihte çeşitli medeniyetlere sahne olmuş. Erzurum-Erzincan karayolu üzerinde bulunan Altıntepe, önemli bir tarihî yerleşim alanıdır. Urartulara ait olduğu sanılan kalenin yapılışı M.Ö. 900 yıllarına kadar uzanıyor. Daha sonra Hititler, Medler, Persler ve Makedonyalılar hâkim olmuş bu kaleye. Derken Selçuklular ve daha sonra Osmanlılar Erzincan’a camiler, köprüler, kervansaraylar ve hamamlar inşa etmişler. Bugün hâlâ sapasağlam olan Osmanlı hamamları bunun önemli bir belgesi. Çadırcı, Taşçı ve Paşa hamamları şehrin önemli tarihî yapıları arasında yer alıyor. Daha nice uygarlıklara ait birçok eser ise Kültür Merkezi’nde sergileniyor.
Yazının devamını Yedikıta Dergisi Aralık (40. Sayı 2012) sayısından okuyabilirsiniz.