Sultan İkinci Abdülhamid Han, saltanatı müddetince eğitim alanında gerekli gördüğü adımları atmaktan geri durmamıştır. Ülke genelinde, sıbyan mekteplerinden rüşdiye ve idâdîye kadar tahsil için okula giden çocukların eğitim seviyelerine uygun müfredatlarına, din derslerinin de konulmasını emretmişti. Sultanın emriyle hazırlanan yeni müfredatla, yetişecek nesillerin itikatlarını muhafaza etmek ve onları İslâm ahlâkıyla edeplendirmek maksadı güdülmüştür. Osmanlı Arşivi’nden bularak sizlere sunduğumuz vesika, buna güzel bir örnektir…
Osmanlı Devleti, Tanzimat Devri’nde (1839- 1876) eğitim sahasında birçok yenilikler yapmıştır. Bu dönemde Meclis-i Maarif-i Umumiye kurulmuş, dârülfünûn açılmış, sultanîler eğitim tarihimizdeki yerini almış, orta öğretimin ilk basamağı olan rüşdiyeler çoğalmaya başlamıştır. Bunlarla birlikte 1869’da yayınlanan Maarif-i Umumiye Nizamnâmesi, eğitim ve öğretimde birçok yenilik ve kapsamlı değişiklikler getirmiştir. Bu nizamnâmenin kabulünden maksat, ilim ve fendeki ilerlemeleri yakından takip etmekti.
Maarif-i Umumiye Nizamnâmesi ile eğitim ilk, orta ve yüksek olarak derecelendirilmiştir. Bunlar; Sıbyan (ilkokul) Mektebi, Rüşdiye (Ortaokul) Mektebi, İdâdî (Lise) Mektebi, Sultanî Mektebi ve Âliye Mektebi olarak beş kısma ayrılmıştır. Maarif Nizamnâmesi, medrese eğitimi haricinde sıbyan mektebinden dârülfünûna kadar bütün eğitim kademelerini kapsıyordu. Bu nizamnâmede, medreselerle alâkalı herhangi bir düzenlemenin olmaması, medreselerin Meşîhat makamına yani Şeyhülislamlığa bağlı olmasıyla ilgilidir. Zaten medreselerde de o yıllarda ıslah çalışmaları yürütülüyordu.
Tanzimat’tan sonra Sultan İkinci Abdülhamid Han döneminde, eğitim sahasında yenilikler olmuştur. Merkez ve vilayetlerde ibtidâiler, rüşdiyeler, idâdiler, yüksekokullar ve öğretmen okulları tesis edilmiştir. İbtidâilerin sayısı 30 bini aşmış, rüşdiyeler 695’e çıkmış ve 109 yeni idâdi açılmıştır. Bu mekteplerde çocukların talim ve terbiyesine dair matematik, coğrafya vb. müsbet ilimler yanında Elif Ba, Kur’ân-ı Kerîm, tecvid, ilmihâl ve ahlâk dersleri de okutularak, dinî derslerin tedrisine ehemmiyet gösterilmiştir.
Örgün eğitimin ilk derecelerinden ibtidâî ve rüşdiyelerde, bu derslerin okutulmasıyla ilgili Osmanlı Arşivi’nde bulunan 8 Nisan 1882 tarihli bir belgede, bu mesele hakkında mühim bilgiler yer almaktadır. Söz konusu vesikada, İslâm esaslarının ilk dereceli okullardan başlatılarak mektepli çocukların ders programında yer alması ve bütün memleket sathına yayılması gerektiği ifade edilmektedir. Bahsi geçen vesikanın sadeleştirilmiş hâli özetle şöyledir:
İslâm Âdetlerini Öğrenmeli ve Hıfzetmeli!
“Halife hazretlerinin hududu olmayan yüce eserlerinin her birinde hayat, mülk ve millet için nice faydalı işaretler, güzel fikirler ve maksatlar vardır. Bu eserlerinden en şerefli olanı İslâm tedrisatının (eğitim ve öğretim) Osmanlı memleketlerinde yayılması hükmüdür. Buna göre, Osmanlı milletinin gayretiyle dinin mukaddes hükümlerinin esaslarına dayanmak üzere asrın ilmî tesirinin harekete geçirilmesi, gerekli meselelerdendir.
Yazının tamamını Yedikıta Dergisi 182. sayısından (Ekim 2023) okuyabilirsiniz.