Tüm cihanı bir araya getiren Birinci Dünya Harbi, dört sene devam etti. Cephede savaşan Mehmetçiklerimiz, bayramları evlerinden, ailelerinden, sevdiklerinden uzakta geçirdiler. Ölüm kalım savaşının verildiği o yıllarda, 1917 Ramazan-ı Şerif Bayramı da hüzünlü geçmişti. Devrin İkdam gazetesi, siperlerdeki kahraman neferlerimizi unutmamış, onlara moral vermek ve neler yaşandığını hatırlamak babında bir yazı yayımlayarak mübarek bayramlarını tebrik etmişti…
Koronavirüs salgını sebebiyle bütün dünya ile beraber ülkemizde de insanlar yaklaşık üç aydır evlerine kapanmış durumdalar. Sosyal hayatımız, işimiz gücümüz öyle bir felce uğradı ki, böyle bir durumun yaşanması, açıkça söylemek gerekirse tıbbın bu denli ilerleme gösterdiği bir zamanda hiç kimsenin hatırına gelmemişti.
Salgın sebebiyle camiler kapalı, okullar öğrencilerinden uzak, birçok müessesenin kapısına kilit vurulu. Hayat durmuş vaziyette. Bütün dünya gibi Türkiye de evde kalıyor. Yeni idrak ettiğimiz Ramazan Bayramı’nın sevincini de evlerimizde kalarak yaşadık. Yüzbinlerce insan, anne ve babasından, akraba ve taallukatından uzakta buruk bir bayram geçirdi. Bu, muhtemelen birkaç kuşak boyunca yaşanmamış bir durum. Türk halkı belki de bir asırdır böyle bir durumla karşılaşmamıştı. Ancak ne yapalım, başa gelen çekilir elbette. Bu da geçer ya Hû.
Ramazan Bayramı’nı büyüklerimizden, akrabalarımızdan uzakta geçirmek gerçekten zor bir durum. Ancak iş uzar ve Kurban Bayramı’nda da evlerimizde kalmak durumunda kalırsak bu herhalde daha zor bir durum olacaktır. Allah göstermesin diyelim ve bu salgının bir an önce ortadan kalkmasını, Cenab-ı Hakk’tan niyaz edelim. Maddî olarak gerekli tedbirleri almaktan da uzak kalmayalım. Hastalığı küçümsemeyelim, hafife almayalım. Evet, biz bu bayramda sevdiklerimizden uzaktayız. İnşallah sonraki bayram böyle olmaz da onlara kavuşur, sıla-i rahim yaparız.
Tarih 1917, Mehmetçik Cephede
Şimdi sizleri bir asır öncesine, 1917 yılının Ramazan Bayramı’na götürmek istiyoruz. O yıl Ramazan Bayramı 21 Temmuz’da idrak edilmiş. Bayrammış bayram olmasına ama öyle kederli ve buruk ki… Kahraman askerlerimiz, aslan yiğitlerimiz, Osmanlı’nın şanlı dilaverleri dört yıldır cephede düşmanla boğuşuyor, vatan topraklarını kanlarıyla suluyorlar… Dört yıldır ana babalarından, eşlerinden, çocuklarından uzakta bir bayram daha geçiriyorlar.
21 Temmuz 1917 tarihli İkdam gazetesi, “Iyd-i Saîd-i Fıtr” (Ramazan Bayramı) başlığı altında o bayramı tebrik eden bir yazıyla okurlarını selamlamış. Bu kısa ve öz yazıda muharrir efendi, durumu özetliyor. Birinci Dünya Savaşı’nın başlamasından beri dördüncü defa bayramın idrak edildiğini ancak kahraman askerlerimizin dört yıldır evlerinden ve ailelerinden uzakta olduklarını belirtiyor. Gelecek bayram için savaşın sona ermesi ve bayramın sevinç içinde kutlanması temennilerini dile getiriyor.
Koronavirüs dolayısıyla âdeta evlere hapsolduğumuz ve bayramı evlerimizin içinde, sevdiklerimizden uzakta geçirmek zorunda kaldığımız şu günlerde ecdadımızın neler yaşadığını bir kez daha hatırlayalım diye sizleri söz konusu yazıyla baş başa bırakıyoruz:
Ramazan Bayramı
Bugün, cihan harbine iştirakimizden beri dördüncü defadır ki Ramazan Bayramı’nı idrak ile müşerref olmaktayız. Birçok cephelerdeki düşmanları kahr u perişan etmekle meşgul olan aslanlarımız, dördüncü defa olarak bu mübarek bayram gününü yine evlerinden ve ailelerinden uzakta geçirmektedirler. Her türlü tehlikeye karşı, vatan toprağını kahramanca koruyan ve hilafet mülkünü fedakârlığın en büyük numunelerini göstererek düşmana karşı müdafaa eden kahraman askerlerimizin gayretleri, padişah hazretlerinin nezdinde olduğu gibi hiç şüphesiz ki Cenab-ı Hakk’ın dergâhında da hakkıyla makbul olmaktadır. İdraki ile bahtiyar olduğumuz bu mübarek gün hürmetine İslâm ümmeti ve Osmanlı milletinin refah ve mutluluğa kavuşması ve ordularımızın Allah’ın yardımıyla mansur ve muzaffer olması dua ve temennilerini Hazret-i Allah’ın yüce dergâhına arz ederiz. İnşaallah gelecek bayramımızın barış ve sevinç içinde gelmesini ümit ederek bütün müminlere tebriklerimizi bildiririz.
Yazının orijinali:
Iyd-i Saîd-i Fıtr
Bugün, umumî harbe iştirâkimizden beri dördüncü defadır ki ıyd-i saîd-i fıtrı idrak ile müşerref ve mübâhi olmakdayız. Müteaddid cebhelerdeki a‘dâyı kahr u tenkîl ile meşgul olan gazanferlerimiz, dördüncü defa olarak bu mübarek bayram gününü yine evlerinden ve ailelerinden uzakda geçirmekdedirler. Her türlü tehlike ve muhâtaralara karşı hâk-i vatanı celadetkârâne bir suretde muhâfaza eyleyen ve hıtta-i hilâfeti fedakârlığın en büyük numunelerini ibraz ile düşmana karşı müdafaa eden kahraman askerlerimizin himemât-ı meşkûresi, nezd-i hazret-i pâdişâhîde olduğu gibi hiç şüphesiz ki Dergâh-ı İlâhîde dahi bi-hakkın makbul olmakdadır. İdrâki ile bahtiyâr olduğumuz bu mübârek gün hürmetine ümmet-i İslâmiye ve millet-i Osmâniye’nin nâil-i refâh ve saadet ve cüyûş-ı mansûremizin mazhar-ı fevz ü nusret olması temenniyâtını Bârigâh-ı Kibriyâ’ya ref‘ u i‘lâ ve inşâ’allâhu teâlâ gelecek bayramımızın sulh ve neşât içinde hulûlünü ümid ile bi’l-cümle müminîn ve müminâta beyan-ı tebrikât eyleriz. ıı
[İkdam, numara: 7345, 1 Şevval 1335 – 21 Temmuz 1333-1917]