Osmanlı Tarihi, Kültür Tarihi

ÇEKİRGE İSTİLASINA ÇÖZÜM SIĞIRCIK KUŞU

“Acem ülkesinde isfahan bölgesinde bir pınar vardır, sığırcık pınarı derler. ne zaman ki bir memlekette çekirgelik olsa, memleketleri o âfetten allahü teâlâ saklaya, o pınarın suyundan ne kadar gerekse ve ne kadar isterlerse alıp yere koymadan o memlekete iletirler. suyu götürdükleri yere koyarlar. o suya birkaç sığırcık gelir. su nerede yere konuldu ise, birkaç gün sonra o memlekete sonsuz sığırcık gelir, sayısını allah bilir. Sığırcıklar o memlekette kalırlar, gitmezler; o vilayette olan çekirgeleri kırarlar, helâk ederler.”

(oruç bey tarihi, s.206)

Çocukluğumuzda köyümüzün kırlarında bir o yana bir bu yana zıplayan minik çekirgeler, bizi heyecanla peşlerinden koşturur, oyunumuzun tatlı bir eğlencesi olurlardı. Eminim sizin de hatırınızda çekirgelerin çiçekler ve dallar arasında zıplayarak kaybolup giden masum hâlleri kalmıştır. Bu küçük ve sevimli böceklerin beldeleri harap edip insanları memleketlerinden sürecekleri ve kıtlığa sebep olacakları aklımın ucundan bile geçmezdi. Ama bu minik böcekler, bir araya geldiklerinde bazen bir ordu kadar tehlikeli olup âfetlere sebep olabiliyor ve telafisi zor felaketleri beraberlerinde getirebiliyor.

Yeşilin Adı Bile Kalmadı

Çekirge istilası, eski kitaplarda, Allahü Teâlâ’nın Hz. Musa’ya mucize, Firavun ile halkına ceza olarak verdiği bir felaket olarak meşhur olmuştur. Hz. Musa’ya iman etmeyen Mısırlılar bit salgını, kurbağa istilası, sel felaketi, suyun kana bulanması gibi birçok ilahî ikazın yanında çekirge istilası ve kıtlık gibi belalara da maruz kalmışlardır. Bu istila, tarihin farklı zamanlarında tekerrür etmiş ve günümüzde de zaman zaman tekrar etmektedir.

Yazının devamını Yedikıta Dergisi Haziran (70. Sayı 2014) sayısından okuyabilirsiniz.

 

Önceki MakaleSonraki Makale

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir