Muhibbî mahlâsıyla şiirler yazan Kanunî Sultan Süleyman Han, Osmanlı padişahları içinde en çok şiiri olan hükümdardır. Kanuni’nin; devlet işlerinin arasında binlerce şiirden oluşan bir “divan” vücuda getirebilmesi hayret edilecek bir muvaffakiyettir.
Osmanlı Devleti, en muhteşem devri olan 16. asırda; her sahada olduğu gibi edebiyat, sanat ve ilimde de altın çağını yaşamıştır. İhtişamı gözleri kamaştıran bu müstesna devrin büyük hükümdarı, Avrupalıların Muhteşem Süleyman dedikleri Kanunî Sultan Süleyman Han’dır.Yarım asra varan (46 yıllık) saltanatında bütün İslâm âleminin tek sığınağı Devlet-i Aliyye olmuştur. Çünkü babası Yavuz Sultan Selim Han, hilâfet hizmetini yüklenmekle “vahdet-i İslâm”ı (İslâm birliği) tesis etmişti. Gerçi o, babasından adeta “kurulu bir düzen” teslim almış, babasının tek şehzadesi olduğundan hiç meselesiz tahta geçmişti. Ancak kurulu düzeni de en iyi şekilde geliştirmeye muvaffak olmuş, babası gibi saltanat yıllarını zaferlerle geçirmiş, vefatı bile sefer esnasında olmuştur.
Kanunî’nin muhteşem devrini burada anlatabilmek mümkün değildir. Mevzumuz onun edebi şahsiyeti ile mahdut olduğu için, diğer hususlar ile alâkalı olarak, “az”la iktifa edeceğiz. Zira onun, sadece yüksek edebî kıymet taşıyan şiirlerinden ve sanatkâr yönünden bahsetmek için bile, ciltlerle kitap yazmak icap eder.
Yazının devamını Yedikıta Dergisi Nisan (32. Sayı 2011) sayısından okuyabilirsiniz.