Hicaz’ın Osmanlı idaresine geçmesinden (1517) itibaren bölgenin su ihtiyacı için çok çeşitli çalışmalar yapılmıştır. Bu çalışmalar, mevcut su yollarının tamir ve bakımları, yeni su kuyularının açılması, su sarnıçlarının tesis edilmesi, yakın veya uzak yerlerden su getirtilmesi ve son olarak da deniz suyu arıtma tesislerinin kurulması şeklinde olmuştur…
Hicaz, Osmanlı Devleti idaresine girdikten sonra vilâyet haline getirilmiştir. Bu vilayet Mekke, Medine ve Cidde sancaklarından oluşmaktaydı. Hicaz’daki bu teşkilat, küçük değişikliklerle Osmanlı Devleti’nin buradaki idaresinin sona ermesine kadar devam etti (1919).
Osmanlı Devleti ve mahallî idareler, Hicaz’da mülkî ve askerî teşkilâtlanmanın icabı olarak bütün tarihi boyunca ve bilhassa son yüzyılda çok büyük çalışmalar yaptı. Hem devlet idaresi için hem de halk ve hacılar için sayılamayacak kadar çok bina ve müessese yapıldı. Çok geniş bir hizmet sahasında olmak üzere posta ve telgraf idareleri kuruldu. Kızıldeniz limanlarının hepsinde gümrük idareleri oluşturuldu.
Osmanlı Devleti’nin son ve büyük hizmeti olan ve Medine’ye kadar ulaşan Hicaz Demiryolu’nun açılmasından (1908) sonra bölge İstanbul ile doğrudan bağlantılı bir merkez haline geldi. Cidde vali kaymakamlığı unvanı mutasarrıflığa dönüştürüldü. Hicaz’a ayrı bir ehemmiyet veren Sultan İkinci Abdülhamid Han zamanında zaptiye ve jandarma alayları kuruldu.
Yazının devamını Yedikıta Dergisi Temmuz (35. Sayı 2011) sayısından okuyabilirsiniz.
Orduya katılanlarla, tayin edilen kumadanlarla, savaş için kat edilen mesafeyle, karşılaşılan düşmanın büyüklüğüyle, dönüş yoluyla…
Size bir yerden bahsedeyim. Dünya haritasında küçük bir nokta, ancak İslâm tarihindeki yeri devasa bir…
Eminönü’nde inşa edilen ve bir Ni’me’l- Ceyş hatırası olan Arpacılar Camii, 571 yıldır ayakta. Akşemseddin…
Dünyanın en kalabalık Müslüman nüfusuna sahip olan Endonezya, yeraltı-yerüstü zenginlikleri ve bulunduğu stratejik konumu nedeniyle,…
“Ey oğul! Allah’tan kork, takva sahibi ol! Halkın malına mülküne el uzatanları affetme!” “Sana söylediğim…
Hayal edin! 1950’lerin başında Kısıklı’dan bindiniz tramvaya… Yolculuğunuz, Üsküdar Meydan’a. O hafif eğimli tatlı rampadan…