Röportajlar

“Üniversiteye diploma almak için girilmez!”

Prof. Dr. İsmail E. Erünsal hocamızla, ilmi danışmanlığını ve yönetim kurulu üyeliğini yaptığı İSAM kütüphanesindeki kitaplarla dolu odasında buluştuk. Kısa soluklu fakat değerli bir görüşmeydi bu. Şahsi kütüphanesini, meslekî dönüm noktalarını, çalışma anlayışını, kısacası kitaba, kütüphaneye ve ilmî çalışmalarına dair tecrübelerini bizimle paylaştı… 

İSAM gibi bir kütüphanenin kurucularından biri olarak, şahsi kütüphanenizi de merak ediyoruz. Mesleki anlamda kütüphaneniz nasıl ve ne zaman oluşmaya başladı?

Benim bu mesele hakkında söyleyeceklerim pek hoşunuza gitmez. Türkiye’de bir problem var: Şahsi kütüphaneler… Türkiye’de kütüphanecilik olmadığı için herkes evinde kitap biriktirmeye çalışıyor. Eskiden bizim zamanımızda bu kolay ve mümkündü. Çünkü Türkiye’de o zamanlar yılda 1500 kitap basılıyordu. Çıkan dergiler, bizim sahamızda mesela, Türkiye’de 3 tane, yurtdışında 5 tane… Biz yeni çıkan dergileri takip edebiliyorduk. Yeni dergileri, kitapları alıyorduk. Biz bu kitap toplama işini, şahsi kütüphane kurma işini mecburen yaptık. Çünkü kütüphaneler yeterli değildi. Mesela evimde Belleten koleksiyonu vardı. Bunları İstanul 29 Mayıs Üniversitesi’nin kütüphanesine verdim. Ben ne yapayım; çok yer kaplıyor.

Eskiden kütüphaneler 9.30’da açılır, 16.30’da kapanırdı. Eğer açıksa tabii, orada çalışan memur varsa, hasta vs. değilse… Giderseniz zar zor kitabı alırsınız. Yani okuma şartları zor, fotokopi yok. Biz de o zamanlar mecburen şahsi kütüphaneler oluşturmak zorunda kaldık. Bugünkü şartlarda, bugünkü literatürü takip eden insanın sahası ile alâkalı, kendi evinde kütüphane kurması mümkün değil. Nereye sığdıracaksın? Sırf bunlar için daireler olması lazım. Şimdi benim kitaplarım 30 bin tane; daireye sığmaz. Evin her yerinde kitap var.

Yazının devamını Yedikıta Dergisi Haziran (70. Sayı 2014) sayısından okuyabilirsiniz.

Prof. Dr. İsmail Erünsal

Recent Posts

Kars Müdafaası ve Kanada’ya İlham Veren Kahramanlık

Anadolu’nun Kafkaslara açılan kapısı Kars, Kırım Harbi’nde destansı bir mücadeleye sahne olmuştu. Rus ordusunun bütün…

4 hafta ago

Buzlar Altında 33 Yıl

Andree ve iki yol arkadaşı, 1897 yılında hidrojenle dolu balonlarıyla Kuzey Kutbu’nu aşmayı hayal ederek…

4 hafta ago

Mavi Gözlü Aynu’z-Zerka

Medine-i Münevvere’nin su ihtiyacının temin edilmesi için, Emevîler devrinde, birtakım çalışmalar yapıldı. Şehrin yakınlarında bulunan…

4 hafta ago

Aydın’da Bir Osmanlı Mirası Cihanoğlu Camii

Bu defa yönümüzü, Aydın’ın kalbinde yer alan asırlık bir yapıya çeviriyoruz: Cihanoğlu Camii…

4 hafta ago

Beşiktaş’ın Zirvesinde Bir Ziynet Beşiktaşlı Yahya Efendi

Buyurunuz, Yahya Efendi’nin sadece Beşiktaş sırtlarını değil, gönülleri de yeşerten menkıbesini satırlarda arayalım…

4 hafta ago

Osmanlı Avrupa’ya İlk Nasıl Ayak Bastı?

Rumeli’ye geçişin kahramanlarından Gazi Süleyman Paşa, Osmanlı tarihine “Rumeli Fatihi” olarak adını yazdırırken; Osmanlı neferlerinden…

4 hafta ago