Osmanlı’dan uzak diyarlarda bulunmasına ve Osmanlı’yla hiçbir alâkası olmamasına rağmen “Türk Adaları” olarak bilinen adalara, bu ismin verilmesinin sebebi neydi? En büyük adaya neden Grand Turk denilmişti? Adada yetişen kaktüs çiçeklerinin fese benzemesinin, mevzuyla bir ilgisi var mıydı? Cevapları bulabilmek için makalemize göz atmaya ne dersiniz?
Bugün, ABD’nin güneyinde “Turks and Caicos” adında bir adalar topluluğu vardır. Bu adalar, aynı ismi taşıyan bir devletin topraklarıdır aynı zamanda. Küba’nın yaklaşık 400 km doğusunda Caicos, onun da 35-40 km doğusunda Turk Adaları yer alır. Şimdilerde İngiltere’nin sömürgesidir. En büyük özelliği, “Amerika’nın Keşfi”nden günümüze kalan hatıralardan biri olmasıdır.
Kristof Kolomb’un karaya ilk çıktığı bölgeye yakın adalar topluluğuna, Türk Adaları denilmesi, hatta en büyüğüne Grand Turk (Büyük Türk) adı verilmesi son derece ilginçtir. Bu adalar, Kolomb’un ikinci seferinde yanında bulunan Juan Ponce de León adlı bir İspanyol tarafından, 1512’de keşfedilmişti ve üzerlerinde, “Taino ve Lucayan” diye bilinen yerli ahali yaşıyordu. Yani Osmanlı ile hiç alâkası olmayan bir coğrafyada bulunmasına rağmen bunlara neden Türk Adaları denilmişti?
İlki; adada yetişen Cactus Cephalium (tuz kaktüsü) çiçeğinin, Osmanlı fesine benzemesidir. Hatta bu adalar devletinin bugünkü bayrağında kaktüs resmi bile bulunmaktadır. Ancak bu, çok zorlama bir görüştür ve tatmin edici değildir. Bir kere adanın ismi, ilk defa 1600’lü yıllarda bir haritada geçiyor. Fes ise Sultan İkinci Mahmud devrinde (1808-1839), yani adanın keşfinden 300 yıl sonra “alâmet-i fârika” olmuştur.
Yazının tamamını Yedikıta Dergisi 160. sayısından (Aralık 2021) okuyabilirsiniz.
Bir zamanlar Osmanlı’nın sanayi hamlelerinden biri olarak kurulan ve yıllarca Eyüpsultan’ın silüetinde mütevazı duruşuyla varlığını…
Yüzyıllar boyunca nice padişahlar, nice vezirler; camilerde zafer öncesi ellerini kaldırıp dua etmiş, cemaatle aynı…
Nadarlar, dünya fotoğrafçılığının seyrine damga vuran bir aile. Paul Nadar da fotoğrafçı babanın fotoğrafçı oğlu.…
Osmanlı hat sanatının zarif temsilcilerinden Hattat Ârif Hikmet Bey, güzel yazı yazmakla kalmadı; kalemini âdeta…
İslâm’da kadın, yalnızca bir birey değil; rahmetin, şefkatin ve faziletin timsalidir. Cahiliye devrinin karanlığını vahyin…
Bir zamanlar Mısır’ın kalbinde bir çarşı vardı; burada kitapların Sayfalarının arasında fikirler dolaşıyor, kelimeler altın…