Categories: KapakKültür Tarihi

Tedris, Tedip, Terbiye İcazetname

1917 tarihli düzenlemeyle birlikte icazetname, sadece Medrese-i Süleymaniye (Medresetü’l-Mütehassisîn) mezunlarına verilecekti. Mezun olanlar icazetname ile birlikte İstanbul ruusu payesi alacaklar ve aynı zamanda müderris unvanına sahip olacaklardı…

Osmanlı Devleti’nde, özellikle Fatih Sultan Mehmed devrinde yapılan düzenlemeler neticesinde, icazetnameler belli bir sistematiğe ve orijinalliğe kavuşmuştu. Buna göre, talebeden başlayıp hocası ve geriye doğru onun da hocaları zikredilir, her biri hayır dualarla anılır ve nihayet silsile, Peygamber Efendimiz (s.a.v.)’e yahut Allahü Teâlâ’ya kadar ulaştırılırdı. Bu manada sened/isnad zinciri olan her bir icazetname, esasında silsilename hüviyetindeydi. Keza okunan dersler ve kitapların isimleri de tek tek sayılırdı ki bu da ilimdeki derinliği gösterirdi. Yanı sıra, metodolojik bilgiler, talebeye çeşitli tavsiye ve nasihatler verilirdi. Diğer taraftan, Osmanlıların icazetnameye kazandırdığı bu özellikleri, Anadolu ve Trakya dışındaki Osmanlı topraklarında verilen icazetnamelerde görmek pek mümkün değildir.

Osmanlı medreseleri, sadece ulûm-ı ‘âliye (tefsir, kelam, hadis, fıkıh, tasavvuf gibi yüksek dinî ilimler) ve bunları öğrenmede yardımcı olan sarf, nahiv, belagat, dil ve edebiyat gibi alet ilimlerinin öğretildiği müesseseler değildi. Astronomi, tıp, geometri, cebir gibi fenlere dair medreseler vardı ve bunlar da kendi sahalarında icazetname verirlerdi. Bir talebenin, gerekli gayreti gösterirse bu ilim dallarının hepsinden ayrı ayrı icazet alması mümkündü.

Kapak yazısının tamamını Yedikıta Dergisi 190. sayısı (Haziran 2024) okuyabilirsiniz.

Arif Ziya Ardıç

Recent Posts

Balkanlarda Müslüman Kimliğinin Kalbi Deliorman

“Serhaddin ucunda bir gölge, bir dua gibi durur bazı yerler. Deliorman da onlardan biridir; sessiz,…

2 gün ago

Kanuni Sultan Süleyman Han’ın Son Vasiyeti

Cihan hükümdarı Kanuni Sultan Süleyman, son seferinden hemen önce yazdığı vasiyetnamesinde su hizmetinden bahsediyordu…

2 gün ago

Anadolu’da Taşa Kazınmış En Büyük Türkçe Kitabe Taş Vakfiye

Anadolu topraklarında dikilitaş formundaki en büyük Türkçe kitabe, Germiyanoğluları zamanında dikilmiştir. Kütahya’da bulunan kitabe, taş…

2 gün ago

Nizâmülmülk’ün Manevî Dünyası

“Her gün için bir parça ekmeğim ve ibadet edeceğim bir mescidim olsun, bu bana yeter.”

2 gün ago

Marka Şehir Londra

Bir şehir nasıl marka olur? Veya bir şehir nasıl pazarlanır? Bu sorulara en isabetli cevabı,…

2 gün ago

İslâm Şehir Tarihçiliğinin İlkleri

Bu makalemizde İslâm şehirciliğinin ilk dönemlerine ve şehir müelliflerinin ilk misallerine temas edeceğiz…

2 gün ago