Osmanlı’ya Hizmet Etmiş Meşhur Mühtediler

Tarihte ata dinini bırakıp İslâm’ı seçen ve değişik mesleklerden olup İslâm’a ve Osmanlı Devleti’ne hizmet eden birçok şahsiyet bulunmaktadır. Biz bazılarını buraya aldık. Tabii ki bunların içinden her şeyiyle hayatını İslâm’a adayanları ve Osmanlı’ya hizmet eden mühtedileri anlattık…

Mikhael Kosses’ten Abdullah (Köse) Mihal’e

Osmanlı Devleti’nin kuruluş döneminde Osman Gazi’nin silah arkadaşı olan ve İslâm ile müşerref olarak Osmanlı saflarına geçen ilk önemli Bizans komutanıdır. Asıl adı Mikhael Kosses’ti. Bizans İmparatorluğu’nun hudut kalelerinden Bilecik yakınlarındaki Harmankaya (Hadrianoi) ve civarının tekfuruydu. Mihal Gazi, tekfurluğu döneminde Eskişehir beyi ile beraber Osman Bey’e karşı giriştiği bir savaşta esir düşmüş, ancak Osman Bey onu yiğitlik ve kahramanlığına bakarak affetmişti.

Köse Mihal, sonraki yıllarda tekfurlar tarafından kurulan tuzak girişiminden Osman Bey’i haberdar etmiş ve zamanında tedbir alınarak suikasttan kurtulmasını sağlamıştır. Böylelikle Yarhisar’la Bilecik’in de 1299 yılında zaptına vesile olmuştur. Osman Gazi ile dostane münasebetleri sebebiyle, 1313 tarihinde İslamiyet’le şereflenmiş ve Osman Gazi’nin teklifiyle Abdullah Mihal ismini almıştır.

Osman Bey’in bütün savaşlarına katılmış ve Sakarya havzasında yapılan bütün akınlarda da Osmanlı ordusuna rehberlik etmiştir. Bursa’nın fethinde de bulunan Mihal Gazi’nin, Bursa tekfuru ile Orhan Bey arasındaki müzakerelerde önemli rol aldığı kaynaklarda belirtilmektedir. Bursa’nın fethinden kısa bir süre sonra 1327 yılında Yenişehir’de vefat eden Mihal Gazi, Bilecik’in İnhisar kazasına bağlı Harmanköy’deki türbesine defnedildi. Türbesi 1885 yılında Sultan İkinci Abdülhamid tarafından yeniden inşa ettirilmiştir. Bilecik’in Gölpazarı kazasında bir zâviye ve hamam yaptırdığı bilinen ve fetihlerde büyük rol oynayan Akıncı teşkilatının kurucusu Mihal Gazi’nin, gerek kendisi gerekse oğul ve torunları Osmanlı fetihlerinde büyük başarı göstermişler ve tarihte Mihaloğulları adıyla anılmışlardır.

Jacopo Maestro’dan Yakup Paşa’ya

Fatih Sultan Mehmed Han’ın özel hekimi Yakup Paşa (v.1481?), aslen İtalyan’dır ve adının Jacopo Maestro, Gaetalı Jacopo veya Giacomo olduğu söylenir. Osmanlı ülkesine geldiğinde Musevî iken daha sonra bütün Batı ve Doğu kaynaklarının doğruladığı gibi İslâmiyet’i benimseyerek Müslüman olmuştur.

Papa V. Nicolas’ın İtalya’da yaşayan Musevîleri aforoz edip meslekî haklarını iptal etmesi üzerine diğer meslektaşlarıyla beraber Osmanlı Devleti’ne sığınan Yakup Paşa, bilgisi ve yetenekleriyle dikkat çekerek Sultan İkinci Murad Han tarafından Şehzade Mehmed’in özel doktoru olarak tayin edilmişti. Genç şehzadenin padişahlığı döneminde malî işlerde de danışmanlığını yaparak vezirlik rütbesine ulaştı.

Fatih Sultan Mehmed Han, ilme, fenne ve gelişmeye büyük önem verdiğinden tıp alanındaki önemli buluş ve tedavi yöntemlerinin sahibi Yakup Paşa’yı ödüllendirmeyi hiç ihmal etmemiştir. Yakup Paşa, dönemin tıp hocasıdır. Birçok hasta, tedavisini bulamadığı hastalıklarında son çare olarak ona gelmekte ve çareyi onda bulmaktadır. Yakup Paşa’nın uyguladığı tedavi yöntemleri kaynaklarda anlatılmakta ancak kullandığı ilaçların muhtevaları bilinmemektedir. Hastalıklar karşısındaki isabetli tedbirleri önemlidir. Meselâ Avrupalıların “Bronz” ve 1860’ta ölen bir İngiliz doktorun adına izafeten “Adison Hastalığı” dediği hastalık Yakup Paşa tarafından “Bahk-ı Şamil” diye tanınmış, adlandırılmış ve tedavi edilmiştir. (Günümüzde bazı doktorlar tarafından böbrek üstü bezi hastalığı olarak adlandırılmaktadır.)

Unitarianlıktan İslâm’a: İbrahim Müteferrika

Tarih kitaplarında daha çok, Osmanlılarda ilk matbaa faaliyetini başlatan kişi olarak tanıtılan İbrahim Müteferrika, Erdel’in Koloszvar şehrinde (bugünkü Romanya’nın Cluj şehri) 1670-1674 yılları arasında dünyaya gelmiştir. Asıl adı ve ailesi bilinmeyen, arşiv literatürüne “Basmacı” olarak giren İbrahim Müteferrika, teslîs akidesine karşı çıkan Unitarius mezhebine mensuptu. Mensup olduğu topluluğun, Katolik Avusturyalıların Erdel’deki Unitarianlara baskısı karşısında toplu bir şekilde Müslüman oldukları kabul edilmektedir.

Kapak yazısının tamamını Yedikıta Dergisi 189. sayısından (Mayıs 2024) okuyabilirsiniz.

Salih Çavdır

Recent Posts

Asla Dönüş İhtida

İhtida kelimesi sözlükte, “doğru yolu bulmak, yol göstermek, hakikate ulaşmak” manasına gelen hidayet kökünden türemiştir.

3 hafta ago

Mühtedi Bir Baba ve İki Kızı

İhtida eden Doktor Panayota, Eyüp Sabri ismini almış ve kısa bir süre sonra da namaz…

3 hafta ago

Kutlu Fetih İstanbul

İstanbul'un Fethi infografik formatında sizlerle!

3 hafta ago

İstanbul’un İlk Darphanesi Simkeşhane Şimdilerde Kütüphane

İstanbul’un İlk Darphanesi Simkeşhane Şimdilerde Kütüphane

3 hafta ago

Bir Dede Üç Mahalle

Gez dünyayı, gör Konya’yı demişler. Bakalım kısacık Konya turumuzda bizleri neler bekliyor?..

3 hafta ago

Geçer Akçe Üç Kâğıda Değişilir mi?

Geyhatu Han’ın müsrifliği sebebiyle boşalan devlet hazinesine kısa yoldan para sağlamak için Çin’de uygulanan bir…

3 hafta ago