Osmanlı Ordusunun Kullandığı Silahlar

Kurulduğu tarihten itibaren sürekli büyüyen Osmanlı Devleti, kısa süre içerisinde, dünyanın en güçlü devleti hâline geldi. Bu büyümenin pek çok sebebi olsa da en önemlisi hiç şüphesiz disiplinli, güçlü bir orduya ve devrin üstün silah teknolojisine sahip olmalarıydı…

Osmanlı kara ordusu; kapıkulu ocakları (yayalar, acemi oğlanlar, yeniçeriler, cebeciler, topçular, top arabacılar, humbaracılar, lağımcılar), atlılar (sipahiler, silahdarlar, ulûfeciler, gurebalar), eyalet kuvvetleri (tımarlı sipahiler) ve yardımcı kuvvetlerden (öncü kuvvetler, geri hizmet birlikleri, kale kuvvetleri) meydana geliyordu. Asırlar boyu zaferden zafere koşan Osmanlı ordusunun kullandığı silahlar, taarruz ve savunma silahları olarak ikiye ayrılırdı.

Taarruz Silahları

Düşmana zarar vererek direnme gücünü kırmak, kuvvetlerini imha etmek, savunma mevziini ve savaş araçlarını tahrip ederek savaşın zaferle sonuçlanmasını sağlamak maksadıyla kullanılan silahlardır. Barutun silahlarda kullanılmaya başlamasından sonra taarruz silahları, ateşli ve ateşsiz silahlar olmak üzere iki kısma ayrılmıştır.

Ateşsiz Taarruz Silahları

Barutun icadı ve ateşli silahların yapımına kadar kullanılan bu silahlar 4 kısma ayrılır:

Vurucular (Esliha-i Dâribe): Tek veya iki elle kullanılan, hedef üzerinde ezici, parçalayıcı ve yıkıcı tesir bırakan silahlardır. Baş ve sap olmak üzere iki kısımdan meydana gelir. Baş kısmı demir, pirinç, tunçtan, gövde (sap) ise bu madenlerin yanı sıra ağaçtan da yapılırdı. Gürz (bozdoğan, topuz), şeşper, kamçı, döğen, koçbaşı gibi silahlar bu sınıftandır.

Deliciler (Esliha-i Nâfize): Tek elle kullanılan ve hedefin hayatî noktalarını delip parçalayarak yok eden silahlardır. Baş (uç) ve gövde (sap) kısmından oluşan bu silahların uzunlukları 1-3 metre arasında değişir. Uçlarına demir yahut çelik keskin sivri başlık takılır. Gövdeleri ise genellikle bambu, gürgen, kızılcık gibi ağaçlardan yapılır. Savaşlarda düşmana uzaktan saldırmak için kullanılan bu silahlar bazen de merasimlerde kullanılırdı. Mızrak/ kargı, cirid, çatal/neyze, harbe, tırpan, zıpkın, süngü, külünk, miskap bu sınıftandır.

Kesiciler (Esliha-i Câriha): Hedefi keserek vuruldukları yeri koparan silahlardır. Ateşli silahların icadına kadar en çok kullanılan silah türüdür. Bu silahlar; kılıç, meç, yatağan, bıçak, pala, kama, hançer, teber, balta, dımışkî, karabela, şaşmir, gaddaredir.

Atıcılar (Esliha-i Râmiye): Düşmanı veya düşmana ait kale, burç, siper gibi hedefleri imha ve tahrip etmek maksadıyla uzaktan atılarak kullanılan silahlardır. Ateşli silahların icadından sonra önemini kaybetmişlerdir. Ok-yay, sapan, mancınık, lobut, arrâde gibi silahlardır.

Yazının devamını Yedikıta Dergisi 121. sayısından (Eylül 2018) okuyabilirsiniz.

Kayıhan Çağlar

Recent Posts

Karadeniz’in Çanakkalesi HARŞİT

Birinci Dünya Savaşı, insanlık tarihinin gördüğü en kanlı savaşlardan birisiydi. Osmanlı Devleti’ni parçalama savaşı da…

3 hafta ago

İngiltere’den İstanbul Manzarası Mesut İnsanlar Panoraması

Panoramik gösterimin mucidi ve patent sahibi Robert Barker ile küçüklüğünden beri panorama resimleri yapan oğlu…

3 hafta ago

Gerze’nin Sevimli Misafiri Balina Aydın’ın İlginç Hikâyesi

Bundan 32 yıl önce, Sinop’un balıkçı kasabası Gerze’yi, sevimli bir misafir ziyaret etmişti. Kendini çok…

3 hafta ago

Sarayda Kahve Nasıl İkram Edilirdi?

Türk kahvesi, sadece lezzetli bir içecek olmanın ötesinde, 500 yıl aşkın bir geçmişe sahip, köklü…

3 hafta ago

Büyük Selçuklu Sultanlarının Âlimlerle Münasebetleri

Salih kimselerin sohbetinde bulunmanın ve onlarla hemhâl olmanın, gönüllere ferahlık ve huzur verdiği, defaatle söylenmiştir.…

3 hafta ago

Liyakât ve Ehliyet Okulu Enderun İnfografiği

Osmanlı Devleti'nin bu kıymetli okulu Enderun'u infografik formatında sizlerle!

3 hafta ago