Osmanlı Kuruluş Devri Âlim ve Mutasavvıfı Cemaleddin-i Aksarayî

Aksaray’ın yetiştirdiği büyük âlim ve mutasavvıflardan birisi de Cemaleddin-i Aksarayî’dir. Osmanlı’nın ilk şeyhülislâmlarından Molla Fenârî ve daha pek çok talebeyi yetiştirmiş, ulu çınarın kök salmasına yardımcı olmuştur. Ömrünü ilme ve talebe yetiştirmeye vakfeden Aksarayî, hem medreselerde müderrislik yapmış hem de kadılık ve kazaskerlik vazifelerinde bulunmuştur. Onun neslinden gelenler, önemli makamlara gelmiş ve çok mühim işler yapmışlardır…

Selçuklu sultanı İkinci Kılıç Arslan döneminden beri ilim ve irfan yuvası hâline gelen Aksaray, Anadolu’nun ortasında çevresine ilim ve edep yaymış bir belde. Sinesinden çıkardığı devlet adamı, mutasavvıf, âlim ve abidler ile hem Selçuklu ve Karamanoğlu devirlerinde hem de Osmanlı asırlarında devlet ve medrese kadrolarına ciddî katkıları olmuş bir şehir.

Aksaray’ın yetiştirmiş olduğu nice âlimden biri de Cemaleddin-i Aksarayî. Asıl adı Muhammed el-Aksarayî olan zat, 1317-1318 yıllarında dünyaya gelmiş. Soyu, bir başka âlim olan Fahreddin-i Râzî’ye ulaşmaktadır ki onun da nesli Hz. Ebûbekir’e (r.a.) dayanır.

İlk tahsilini Aksaray’da, babasından alan Cemaleddin-i Aksarayî, Aksaray Daruşşifası’nda tıp ilmi dahi öğrenmiştir. Bir müddet Amasya’da da ders okumuştur. Şemseddin Samî, kendisinden, “ulum-ı şer‘iyye ve edebiyyede yed-i tûlâ sahibi” diye bahseder. Hatip kişiliğiyle öne çıktığı gibi ilmiyle de bir döneme damga vurmuştur.

Cemaleddin-i Aksarayî,1381 yılına kadar Amasya’da kadılık ve müderrislik, 1385 yılına kadar da Konya kadılığı yapmıştır. Bu tarihten sonra Aksaray’a dönüp Zinciriye Medresesi’nde ders vermeye başlamış ve 1389 yılında vefat etmiştir.

Osmanlı’nın Nizâmülmülk’ü

Cemaleddin-i Aksarayî, Osmanlı tarihinde “Cemâlîler” diye bilinen ailenin atasıdır. Bu meşhur ailenin Osmanlı devlet ve medrese teşkilatında ciddî tesirleri olmuştur.

Cemâlî ailesinin İstanbul yolculuğu, ilim erbabı ailelerin 1470 yılında Aksaray ve civarından özenle seçilerek İstanbul’a götürülmesiyle başlar. Onların Osmanlı’ya yapacakları hizmetler, şayanı dikkattir. Öyle ki bu aile, Osmanlı’nın zirveye çıktığı dönemde büyük hizmetlerde bulunmuştur. Büyük Selçukluların Nizâmülmülk’ü neyse Osmanlılar’da da Cemâlîler ailesi o idi desek hata etmiş olmayız.

Yazının tamamını Yedikıta Dergisi 185. sayısından (Ocak 2024) okuyabilirsiniz.

Arif Hattatoğlu

Recent Posts

Ölüm Yürüyüşünden Zaferle Dönenler Kore’de Türk Esirleri

Kore Savaşı'ndaki Türk askerin disiplin ve dirayeti, Amerikan ordusunun oldukça dikkatini çekmiş ve araştırma konusu…

3 gün ago

Bizans’ta Katalan Komutan Roger de Flor

Roger de Flor... Kimi zaman iyi bir kumandan, kimi zaman bir hain olarak anıldı. Bir…

3 gün ago

Dağlardan Çöllere Uzanan Serinlik: Buz Ticareti ve Karcılar

Tarih kitapları, kar hakkında bilgi verirken daha çok onun olumsuz rolünden bahsederler ve bu konuya…

3 gün ago

Ortamahalle’den Ortahisar’a Trabzon Günlüğü

Şimdi bu dönüşümün ortasında, eski ve yeni Trabzon arasında bir köprü kurarak; anılarımı ve şehri,…

3 gün ago

İsmi Satır Aralarında Kalmış Bir Büyük Hattat Akşemseddinzâde Mehmed Zeynüddin

Bazı mürekkepler vardır ki çok iz bıraksalar da kendileri görünmezler. İsimleri satır aralarında gizli kalmış,…

3 gün ago

İlimle Yükselen Medeniyet Selçuklular

Tarih sahnesinde öyle devirler vardır ki yalnızca kılıçla değil, kalemle de hüküm sürülür. Selçuklu asrı,…

3 gün ago