Ölüden Doğan Diri Tuğluk Timur

Moğol hükümdarı Cengiz Han, binlerce Müslüman’ın katli için emir vermiş bir kumandandı. Ama torunlarından bazıları Müslüman oldu, âdeta yeniden hayat buldu. Onlardan biri olan Tuğluk Timur ’un Müslüman olması ise başlı başına dikkat çekici bir hadiseydi…

Yarkent’ten Gulca’ya giden yolun sol tarafında, İli Nehri’ne dökülen Korgas Irmağı’nın sağ tarafında Cengiz’in Müslüman torunlarından Tuğluk Timur Han’ın türbesi vardır. Bu türbe ile Korgas ırmağı arasındaki alanda ise tarihî Almalık şehrinin kalıntıları mevcuttur. Almalık, Moğol istilasına kadar göçebe kabilelerin başkenti olmuş, sonra da uzun süre Moğolların önemli stratejik şehirlerinden biri olmuştur.

Cengiz Han ölünce, oğulları ülkeyi paylaşırken Almalık şehri, ikinci oğlu Çağatay’a verilmişti. Almalık, bundan sonra Çağatay sülalesinin başşehri oldu. On altıncı asrın ilk yarısında yaşamış Muhammed Haydar Duğlatî bu şehir hakkında: “…Büyük şehirlerden biri, Almalık şehridir… Orada Tuğluk Timur’un türbesi ve o çok güzel şehrin kalıntıları mevcut. Türbenin kubbesi büyük ve çok güzel işlenmiştir.” diyor.

Tuğluk Timur (1329-1363), Çağatay’ın 6. kuşak torunudur. Onun gençlik yıllarında, Çağatay ulusunda iç karışıklıklar çıkmış, beyler ve emirler arasında taht kavgaları başlamıştı. Böyle bir devirde Duğlat kabilesi beylerinin desteği ile Tuğluk Timur 1347 senesinde han olarak tahta geçti.

Bir Hidayet Hikâyesi

Tarih-i Reşidî isimli eserin müellifi Muhammed Haydar Duğlatî (1499-1551), bu eserinde Tuğluk Timur’un Müslüman olması hakkında ilginç bir hadiseden bahseder. Eserin ilk kısımlarından biri, “Tuğluk Timur Han’ın İslâm’a Geçişi” başlığı ile isimlendirilmiştir. Burada, Tuğluk Timur’un İslâm’la müşerref olması şöyle hikâye edilir:

“Cengiz Han, Buhara’yı işgal edip şehri teslim alınca, kendi âdetine göre şehirdeki âlimleri ve imamları toplattırır. Bazılarını katlettirirken, bazılarını da Moğolların başkenti Karakurum şehrine sürgüne gönderir. Sürgüne gönderilen zatların arasında Mevlana Şücaüddin Mahmud isminde, âlim ve takva sahibi bir zat da vardır. Fakat bu kimse, Turfan ile Hoten arasındaki Lob Katak kasabasına gönderilir. “Ailecek bu kasabaya yerleşen Mevlana Mahmud, burada dinî hizmetler ile vazifelendirilir. Vakit geçmesi ile mahallî halk, dinî ibadet ve vazifelere itibarsız kalır.

Yazının devamını Yedikıta Dergisi 119. sayısından (Temmuz 2018) okuyabilirsiniz.

Hasan Nazır

Recent Posts

Horasan’ın İncisi Merv

Düzlüklerinde savrulan her bir toz zerreciği dahi buram buram tarih kokar Merv’in. Sanki akıp giden…

3 gün ago

Timur Beg’in Mimarî Mirası

Timurlu mimarîsi, pek çok farklı coğrafyadan taşıdığı izlerle Orta Asya’daki İslâm sanatının zirvesidir. Sonraki devirler…

3 gün ago

Yavuz Sultan Selim Han’ın Âlim Dostu Molla Halîmî Çelebi

Osmanlı ilim ve irfan geleneğinin parlak simalarından Halîmî Çelebi, ilmiyle âmil, ahlâkıyla mümtaz bir âlimdir.

3 gün ago

Selçuklu Medeniyetinin Bilgi Hazineleri Kütüphaneler

Selçuklu sultanları ve devlet adamları, kitaplara duydukları hürmeti, ülkenin dört bir yanında inşa ettikleri kütüphanelerle…

3 gün ago

Batılı Seyyahların Gözüyle Osmanlı Kadını

“Türk insanı şefkatlidir, ailesine düşkündür. Evlilik ve aile bağlarına genel olarak Avrupalılardan daha çok saygı…

3 gün ago

Tuna Kıyısında Bir Tarih Ingolstadt

Orta Çağ’dan kalma şatoları, dev araç fabrikası ve Bavyera Ordu Müzesi’nde sergilenen Osmanlı çadırıyla Ingolstadt,…

3 gün ago