Mimarlık Tarihimizin En Büyük İnşa Organizasyonlarından Süleymaniye

Mühendisliğiyle çağları aşan, mükemmelliğiyle şaheser olan Süleymaniye Külliyesi, mimarlık tarihimizin hem finansman hem çalışan sayısı hem de malzeme bakımından en büyük inşa organizasyonlarından biridir. On sene gibi kısa bir sürede tamamlanan devasa külliye, Osmanlı’nın mimarî zenginliğini, zarafetini ve azametini göstermesi bakımından oldukça önemlidir…

İnşa Safhasının Takibi

Süleymaniye’nin ilk bina emini Hüseyin Bey’in tuttuğu masraf defterleri kayıp olduğu için inşaatın 1553’e kadarki işleyişini tespit edemiyoruz. Yapı hakkındaki malumatı ve inşaatın seyrini, ikinci bina emini Sinan Bey devrinde tutulan kayıtlardan (1553-1559) günü gününe öğrenebiliyoruz.

Nasıl Bu Kadar Kısa Sürede Tamamlandı?

Süleymaniye Külliyesi’nin sadece 10 yıl içinde yapılması, Osmanlı’nın ne kadar üstün bir inşa teknolojisine sahip olduğunu gösterir. Güçlü padişah, iyi mimar, iyi ustalık ve iyi malzeme bir araya gelince, diğer yapıları gölgede bırakan, payitahtın en büyük selâtin camii ortaya çıkmıştır. Süleymaniye’nin çağdaşı Avrupa’daki yapılar, yaklaşık 100-200 sene sürmüştür. Misal vermek gerekirse Roma’daki Yeni San Pietro, yaklaşık 200 senede ancak yapılabilmiştir. Bu da bize gösteriyor ki üç kıtaya, muazzam coğrafyaya yayılan Osmanlı inşaat teknolojisi, Avrupa’dan katbekat üstündü.

Caminin İnşa Fikrinin Ortaya çıkması

Devletin zirvede olduğu bir devirde cihana hükmeden Kanuni Sultan Süleyman, fâni hayatın ardından nesiller boyunca istifade edilecek bir hayır eseri yaptırmayı murad etti. Öyle bir eser ki hem Osmanlı’nın kudretini ebedîleştirecek hem de şimdiye kadar yapılan binalara benzemeyecek… Güzellikte ve büyüklükte emsallerinden daha muazzam olacak… Tarihe mimarî sahada da mührünü vurmak isteyen “Muhteşem” sultan, böyle bir düşünceyle ihtişamlı bir külliye yaptırmaya karar verir ve çalışmalara başlanır.

Mimar Sinan Huzurda

Padişah, camisinin Tarihî Yarımada’nın kuzeyinde, Haliç’e hâkim bir yamaç üzerinde yapılmasına karar verdikten sonra Mimarbaşı Sinan’ı huzuruna çağırır. Yapılan istişare neticesinde, istenilen yapının çizimleri için mimarbaşı hemen çalışmalara başlar. Tarihler 1548’i göstermektedir.

Mimar Sinan, kısa sürede hazırladığı Süleymaniye Külliyesi’nin planlarını (kârnâme) ve maketini sultana arz eder. Yapının projesi, beğenilen ve hoşa giden tarzda hazırlanmıştır. Padişah, bu hayırlı eserin çizimlerini onayladıktan sonra Mimar Sinan, inşaat sahasında çalışmalara başlar. Araziyi düzelttirdikten sonra kazıklar çaktırıp ipleri çeker. Plana göre temellerin yerini belirler. İki sene süren bu çalışmaları, padişah da bizzat takip eder.

İnşaat Sahasının Belirlenmesi

Kesin olarak şunu diyebiliriz ki inşaat başlamadan evvel ne tür planların yapıldığı, inşaat alanının nasıl seçildiği, nelerin konuşulup tartışıldığını, elimizdeki mevcut kaynaklara bakarak bilemiyoruz. Bu süreci bize aktaran sadece Celâlzâde Mustafa Çelebi olmuştur. Celâlzâde, inşaat mahallini bizzat sultanın belirlediğini söyler:

“Eski Saray’ın arazisini seçti, çünkü burası hem havadar hem de denizi gören yüksekçe bir yerdi. Böyle hayırlı bir külliyenin, şehrin en iyi yerinde bulunması, Kudüs’teki cami kadar hoş olması ve yürek ferahlığı vermesi gerektiğine karar verilmişti.”

Ustalar

İnşaatta sekiz zanaat erbabından (duvarcılar, taşçılar, neccarlar, lağımcılar, nakkaşlar, camcılar, kurşuncular, demirciler) 3523 usta çalıştı. Ustaların 1018’i İstanbul’dan, 491’i batıdaki (Rumeli, Kırım) eyaletlerden, 464’ü Anadolu eyaletlerinden gelmiştir. Ustaların yüzde 47’si Müslüman, geriye kalanı ise gayrimüslimdi.

İşçiler

Yapı kompleksinde ustasından amelesine kadar yaklaşık 4 milyon işçinin çalıştığı tahmin ediliyor. İş gücünün büyük bir bölümünü ücretli işçiler (%50) ve acemioğlanları (%40), geri kalanını ise forsalar (%5) ve köleler (%5) oluşturmuştur.

İlk Temel Atma ve Açılış

İnşa kararından ilk temel taşının konulmasına kadar iki senelik hazırlıktan sonra, 13 Haziran 1550 tarihinde temel atma merasimi yapılır. İlk taşı, Şeyhülislam Ebussuud Efendi’nin koyduğu merasime padişah, devlet erkânı ve halk iştirak eder. Kurbanlar kesilir, sadakalar dağıtılır. Cami, 28 Temmuz 1557’de İstanbul halkının iştirak ettiği büyük bir merasimle açılır. Ancak külliyenin bütün yapıları, 1559 senesinde tamamlanır.

Maaş

İşçilerin maaşları 1-12 akçe arasında değişmekte olup ortalama 8 akçe yevmiye almışlardır. Bir işçi haftada ortalama 3,57 gram altın (60 akçe) kazanırdı. O devirde 1 akçe ile 1 kg buğday unu, 2,5 kg ekmek, 1 kg koyun eti, 10 yumurta, yarım kilo peynir yahut 2 lt süt alınabiliyordu.

 Malzemelerin Temin Edildiği Yerler

İnşaatta kullanılan kiremit ve tuğlalar, Haliç kıyısındaki Hasköy ile Gelibolu’dan; keresteler, Trakya ile Marmara Denizi’nin güney kıyısından; demirler, Bulgaristan’daki Samakov ocaklarından; kurşun, Makedonya’dan; taşlar ve mermerler, Bakırköy, Yeşilköy, Kadıköy, İzmit, Mihaliç, Aydıncık, Ereğli ocaklarından temin edilmiştir.

İnşaatın Maliyeti

Süleymaniye’nin hesap defterleri günümüze ulaştığı için inşaatın kaça mâl olduğunu kuruşu kuruşuna biliyoruz. Cami, medreseler, imaret, hamam ve diğer müştemilatıyla Süleymaniye Külliyesi toplam 53 milyon 782 bin 980 akçeye yahut 3 ton 200 kg altına mâl olmuştur. Bu meblağ, o döneme en yakın tarih olan 1527-1528 bütçesine göre (Genel toplam gelir: 537 milyon 929 bin akçe), yıllık toplam gelirlerin onda birine denk geliyordu. İnşaatın on yıl sürdüğü düşünülürse bu rakam, bütçenin %1’ine tekabül ediyordu. Tutarın yüzde 98’i padişahın kendi hazinesinden, ayda yaklaşık 500 bin akçelik ödemeler hâlinde karşılanmıştır.

Günlük Çalışma

Yaz ve kış aylarına göre günlük işçi sayısı 1500-3000 arasında değişmiştir. Günlük ortalama 1674 kişi çalışmıştır. Bahar, yaz ve güz aylarında günlük çalışan sayısı 2500 ilâ 3000 arasındaydı. 18 Temmuz 1555 günü 3038 kişinin çalıştığını biliyoruz.

SÜLEYMANİYE 4K VİDEOSU İZLE

Kayıhan Çağlar

View Comments

Recent Posts

Karadeniz’in Çanakkalesi HARŞİT

Birinci Dünya Savaşı, insanlık tarihinin gördüğü en kanlı savaşlardan birisiydi. Osmanlı Devleti’ni parçalama savaşı da…

3 hafta ago

İngiltere’den İstanbul Manzarası Mesut İnsanlar Panoraması

Panoramik gösterimin mucidi ve patent sahibi Robert Barker ile küçüklüğünden beri panorama resimleri yapan oğlu…

3 hafta ago

Gerze’nin Sevimli Misafiri Balina Aydın’ın İlginç Hikâyesi

Bundan 32 yıl önce, Sinop’un balıkçı kasabası Gerze’yi, sevimli bir misafir ziyaret etmişti. Kendini çok…

3 hafta ago

Sarayda Kahve Nasıl İkram Edilirdi?

Türk kahvesi, sadece lezzetli bir içecek olmanın ötesinde, 500 yıl aşkın bir geçmişe sahip, köklü…

3 hafta ago

Büyük Selçuklu Sultanlarının Âlimlerle Münasebetleri

Salih kimselerin sohbetinde bulunmanın ve onlarla hemhâl olmanın, gönüllere ferahlık ve huzur verdiği, defaatle söylenmiştir.…

3 hafta ago

Liyakât ve Ehliyet Okulu Enderun İnfografiği

Osmanlı Devleti'nin bu kıymetli okulu Enderun'u infografik formatında sizlerle!

3 hafta ago