Çivi veya tutkal kullanılmaksızın, küçücük geometrik parçaların birleştirilmesiyle meydana getirilen kündekârî eserleri, ecdadımızın teknikle sanatı, geometriyle estetiği bir arada nasıl büyük bir ustalıkla kullandıklarını gözler önüne sermektedir…
İstanbul ve Anadolu’daki bazı camilerin kapı ve pencereleri, vaaz kürsüleri veya minberlerinin geometrik desenlerle meydana getirilmiş ahşap güzelliğine hayranlıkla baktığımız olmuştur muhakkak. Belki, niçin bu kadar küçük parçalardan meydana geldiklerini merak eder veya küçük parçalardan müteşekkil olduklarını anlamaz, ahşap oymacılığı eseri olduklarını sanırız.
Bilindiği üzere, ahşap malzemeler kapı, pencere gibi büyük cephelerde tek parça olarak kullanıldığı takdirde, rutubet ve sıcağın tesiriyle çarpılma, çatlama gibi bir takım bozulmalar meydana gelebilir. Hatta zaman zaman kendi evimizin kapılarının veya dolap kapaklarının şişmesi ve açılmamasından şikâyet ederiz. İşte camilerde gördüğümüz o geometrik desenli kapı ve pencerelerde kullanılan ve kündekârî ismi verilen teknik, tam da buna mani olmak için icat edilmiştir.
Yazının devamını Yedikıta Dergisi Ekim (27. Sayı 2010) sayısından okuyabilirsiniz.
Haziran 1908’de Baltık Denizi kıyısındaki Reval şehrinde, İngiltere’nin kral ve kraliçesi ile Rusya’nın çar ve…
Avrupa’da yaygın olan cüzzam hastalığı, haçlıların Kudüs’ü işgaliyle başka coğrafyalarda da görülmeye başlamıştı. Bu hastalığı…
Toprak, bir milletin hafızasıdır. O hafızanın en derin satırlarını ise mezar taşları yazar. Her biri…
Eskişehir’in doğusunda, Sakarya Nehri’nin sessiz pınarlarından hayat bulan verimli bozkırlarda, iki kardeş ilçe yükselir: Çifteler…
Sultanların saltanatına değer katan seçkin âlimlerden biri de, Sultan Fatih’in en büyük destekçilerinden Fenârîzâde Ali…
Ordusu, müneccimlerin vereceği haberi beklerken o, okuduğu âyet-i kerîmelerle askerlerine en büyük dayanağı sağlamıştı…