Röportaj dizimizin ilk görüşmesi için soğuk ve karlı bir kış günü Ankara’da buluşmuştuk Ali Birinci Bey’le. O, kitaba sevdası dolayısıyla kültür hayatında “bibliyoman” olarak tanımlanırken, ilim ahlakına dair tespitleri sebebiyle biraz da “korkulan tarihçi” olarak anılıyor. 55 yıllık kütüphanesinin ve ilmî faaliyetlerinin gölgesinde hocamızın tecrübelerini dinledik…
Önce tarihçiliğiniz; yani bir tarihçi olarak sizi yetiştiren unsurlar ne idi ve tarihçilere tavsiyeleriniz nelerdir?
Şimdi bir kere kendimi hep bir kitap dostu, kitap muhibbi olarak gördüm. Benim tarihçilik sahasında bir iddiam yok. Zaten aslında biraz da iddiasız bir adamım. Yani belli alanda “Ben varım!” tavrı bana uzak ve biraz da edebe aykırı geliyor. Ama şöyle bir şey söylemem lazım: Ben esas itibariyle, ilkokul 3. sınıfta kitabı sevdim…
Yazının devamını Yedikıta Dergisi 69. sayısından (Mayıs 2014) okuyabilirsiniz.
Kore Savaşı'ndaki Türk askerin disiplin ve dirayeti, Amerikan ordusunun oldukça dikkatini çekmiş ve araştırma konusu…
Roger de Flor... Kimi zaman iyi bir kumandan, kimi zaman bir hain olarak anıldı. Bir…
Tarih kitapları, kar hakkında bilgi verirken daha çok onun olumsuz rolünden bahsederler ve bu konuya…
Şimdi bu dönüşümün ortasında, eski ve yeni Trabzon arasında bir köprü kurarak; anılarımı ve şehri,…
Bazı mürekkepler vardır ki çok iz bıraksalar da kendileri görünmezler. İsimleri satır aralarında gizli kalmış,…
Tarih sahnesinde öyle devirler vardır ki yalnızca kılıçla değil, kalemle de hüküm sürülür. Selçuklu asrı,…