Röportaj dizimizin ilk görüşmesi için soğuk ve karlı bir kış günü Ankara’da buluşmuştuk Ali Birinci Bey’le. O, kitaba sevdası dolayısıyla kültür hayatında “bibliyoman” olarak tanımlanırken, ilim ahlakına dair tespitleri sebebiyle biraz da “korkulan tarihçi” olarak anılıyor. 55 yıllık kütüphanesinin ve ilmî faaliyetlerinin gölgesinde hocamızın tecrübelerini dinledik…
Önce tarihçiliğiniz; yani bir tarihçi olarak sizi yetiştiren unsurlar ne idi ve tarihçilere tavsiyeleriniz nelerdir?
Şimdi bir kere kendimi hep bir kitap dostu, kitap muhibbi olarak gördüm. Benim tarihçilik sahasında bir iddiam yok. Zaten aslında biraz da iddiasız bir adamım. Yani belli alanda “Ben varım!” tavrı bana uzak ve biraz da edebe aykırı geliyor. Ama şöyle bir şey söylemem lazım: Ben esas itibariyle, ilkokul 3. sınıfta kitabı sevdim…
Yazının devamını Yedikıta Dergisi 69. sayısından (Mayıs 2014) okuyabilirsiniz.
Anadolu’nun Kafkaslara açılan kapısı Kars, Kırım Harbi’nde destansı bir mücadeleye sahne olmuştu. Rus ordusunun bütün…
Andree ve iki yol arkadaşı, 1897 yılında hidrojenle dolu balonlarıyla Kuzey Kutbu’nu aşmayı hayal ederek…
Medine-i Münevvere’nin su ihtiyacının temin edilmesi için, Emevîler devrinde, birtakım çalışmalar yapıldı. Şehrin yakınlarında bulunan…
Bu defa yönümüzü, Aydın’ın kalbinde yer alan asırlık bir yapıya çeviriyoruz: Cihanoğlu Camii…
Buyurunuz, Yahya Efendi’nin sadece Beşiktaş sırtlarını değil, gönülleri de yeşerten menkıbesini satırlarda arayalım…
Rumeli’ye geçişin kahramanlarından Gazi Süleyman Paşa, Osmanlı tarihine “Rumeli Fatihi” olarak adını yazdırırken; Osmanlı neferlerinden…