Eşrefoğlu, dost bağının bülbülüydü. Sözüyle kalplere selamet, sohbetiyle meclislere saadet, kalemiyle sayfalara letafet verdi. Kelamı, muhabbete kardı da söyledi. Davayı cihana yaydı da söyledi. Manayı hikmete saldı da söyledi…
Gelin yine aydınlanalım besmele ile. Hamd ü senalar edelim Allahü Teâlâ’ya. Ardından aşk ile salat ü selam gönderelim Peygamber Efendimiz’e (s.a.v.). Girelim hele bir kitabın daha sayfaları arasına. Okudukça gönensin içimiz, sözün ikliminde serinleyelim. Sevgiye yol dizelim sayfa sayfa. Ol eser ki Müzekki’n-Nüfûs’tur. Nefisleri arındırmak, kalpleri cilalamak için nakşedilmiştir sayfalara. Tezkiye edelim hele nefislerimizi. Lakin evvela tanıyıverelim Müzekki’n-Nüfus’u telif eden Eşrefzade’yi.
Geceleri seccadede, gündüzleri gaza meydanında cehd eden Sultan Murad Hüdavendigar Han’ın tahta çıkışının 17. yılıdır. Küffar, inim inim inlemekte; İslâm, yaylım yaylım açılmakta; erenler, Anadolu’da dolaşıp aşk dokumaktadır halka.
Yazının tamamını Yedikıta Dergisi 148. sayısından (Aralık 2020) okuyabilirsiniz.
Kore Savaşı'ndaki Türk askerin disiplin ve dirayeti, Amerikan ordusunun oldukça dikkatini çekmiş ve araştırma konusu…
Roger de Flor... Kimi zaman iyi bir kumandan, kimi zaman bir hain olarak anıldı. Bir…
Tarih kitapları, kar hakkında bilgi verirken daha çok onun olumsuz rolünden bahsederler ve bu konuya…
Şimdi bu dönüşümün ortasında, eski ve yeni Trabzon arasında bir köprü kurarak; anılarımı ve şehri,…
Bazı mürekkepler vardır ki çok iz bıraksalar da kendileri görünmezler. İsimleri satır aralarında gizli kalmış,…
Tarih sahnesinde öyle devirler vardır ki yalnızca kılıçla değil, kalemle de hüküm sürülür. Selçuklu asrı,…