Rusya, Karadeniz hâkimiyeti için Osmanlı Devleti’ne karşı vereceği mücadeleyi, İstanbul’a gelecek elçilik heyetiyle başlatmıştı. Türk gölü Karadeniz’e ilk defa çıkan Krepost gemisi, yeni filizlenmekte olan Çarlık Rusya’sına ilham kaynağı olacaktı…
Rus-Osmanlı münasebetlerinin başlangıcı 15. asrın sonlarına kadar gidiyorsa da, siyasî ve diplomatik ilişkilerin artması 17. Asrın sonlarındadır. Bunun en belli başlı sebebi Osmanlı Devleti’nin bir cihan devleti olması yanında; Rusya’nın kendi bölgesinde denizlere kapalı küçük bir devlet olması ve Osmanlı’ya tâbi Kırım hanlarının alâkadar olabileceği bir devlet statüsünde bulunmasıdır.
Her ne kadar Rusların Türk-İslâm ülkesi Kazan ve Astarhan’ı işgali, kuzeyden gelebilecek tehdidin ilk işaretleri olsa da Osmanlı Devleti nazarında Rusya her zaman başa çıkılabilecek bir devletti. Ancak Osmanlı Devleti’nin 1683’de Viyana önlerinde yenilmesi ve sonrasında kurulan Kutsal İttifak’a 1686’da Moskofların dâhil edilmesi, kadim Rus politikasını değiştirdi.
Osmanlı Devleti bu Haçlı birliğine karşı giriştiği uzun muharebelerden (16 sene) sonra 1699’da Rusya hariç diğer devletlerle büyük toprak kayıplarına mal olan barış antlaşmalarını imzalamış, Rusya ile sadece iki yıllık mütareke akdetmişti.
Yazının devamını Yedikıta Dergisi 102. sayısından (Şubat 2017) okuyabilirsiniz.
“Serhaddin ucunda bir gölge, bir dua gibi durur bazı yerler. Deliorman da onlardan biridir; sessiz,…
Cihan hükümdarı Kanuni Sultan Süleyman, son seferinden hemen önce yazdığı vasiyetnamesinde su hizmetinden bahsediyordu…
Anadolu topraklarında dikilitaş formundaki en büyük Türkçe kitabe, Germiyanoğluları zamanında dikilmiştir. Kütahya’da bulunan kitabe, taş…
“Her gün için bir parça ekmeğim ve ibadet edeceğim bir mescidim olsun, bu bana yeter.”
Bir şehir nasıl marka olur? Veya bir şehir nasıl pazarlanır? Bu sorulara en isabetli cevabı,…
Bu makalemizde İslâm şehirciliğinin ilk dönemlerine ve şehir müelliflerinin ilk misallerine temas edeceğiz…